| Eğer sobayı açık bırakıp uykuya dalacak olursak... dumandan ölürüz | Open Subtitles | سأنام و اترك الموقد مفتوحا سوف نموت من جراء الدخان |
| 1952'de Londra'da dumandan 4.000 kişi öldü ve çok daha fazlasının hayatı kötü şekilde zarar gördü. | TED | قتل الدخان 4000 ساكن وأثر سلبًا على حياة عدد أكثر من السكان |
| Beş kişi kendini camdan atarak, diğerleri dumandan boğularak. | TED | قفز خمسة أشخاص و توفيوا، و مات آخرون بسبب الدخان. |
| dumandan zehirlenmiş. Hastanede. | Open Subtitles | لقد استنشق الكثير من الدخان إنه في المستشفى |
| Hepsi kara dumandan mı etkilenmiş? | Open Subtitles | أهذا حيث ذهب كل دخان الكائنات الشيطانية؟ |
| Şu dumandan bir fırt ve bir bakmışsın için dışına çıkmış... | Open Subtitles | استنشاق واحد من ذلك الضباب وسينقلب جلدك للداخل |
| Bu kadını dumandan uzak tutmalısın. | Open Subtitles | أريدك أن تبعد هذه السيدة بعيداً عن هذا الدخان |
| Tüm hatırladığım dumandan gözlerimin sulandığı. | Open Subtitles | كل ما أذكر هو الدخان وعيوني الدامعه كنت أتمنى أن أحظى بإهتمام أفضل |
| Yangını söndürdük ama bu eşyalardan bazıları dumandan zarar görmüş. | Open Subtitles | أطفأت الحريق لكنني أظن أن أشياء أحدهم القيمة، إذا أتلفها الدخان |
| Neyse ki çoğu dumandan ölmüş. | Open Subtitles | معظم الضحايا ماتوا من استنشاق الدخان شكرا للرب |
| Aslında insanlar dumandan boğularak ölüyormuş, Ateşi hissetmiyorlarmış. | Open Subtitles | حسنٌ، نعم ولا أقصد، معظم الناس يموتون من استنشاق الدخان قبل أن يلمسهم الحريق |
| Hemen olay sonrasında. dumandan dolayı görüş çok kötü. | Open Subtitles | بعد ان حدث هذا يمكنك ان ترى بالكاد ، بسبب الدخان |
| Bizim genç neşeli stajyerin, ofiste dumandan dolayı nöbet geçirdiğini mutlaka duymuşsundur. | Open Subtitles | لابد من أنك سمعتِ بأن متدرتنا الشابة -تعرضت لبعض الدخان في المكتب؟ |
| Bana söylenene göre ateşler tam olarak 1.5 km bir yüksekliğe ulaşmış ve oluşan bu dumandan dolayı yangını söndürmekte büyük zorluk yaşanıyormuş. | Open Subtitles | لقد أخبروني أن اللهيب اخترق الهواء ما لا يقل عن 50 قدما و أن سحبا كثيفة من الدخان كانت تعيق الجهود المبذولة |
| dumandan önümüzü göremiyoruz. Bekle. | Open Subtitles | سنذهب إلى الحانة، لا يُمكننا التخلص من الدخان |
| Sonunda, dumandan çıktık, ve bir baktım ki, ...barın uzak köşesinde... | Open Subtitles | .. كوفي : اخيرا ، تخطينا الدخان ، ونظرت وهناك في الزاوية شاهدت |
| Olay yerine gelen sağlık ekiplerince St. Joseph Hastanesi'ne kaldırılan Flores'in dumandan zehirlendiği ve hayati tehlikeyi atlattığı belirtiliyor. | Open Subtitles | حيث نقلت بعدها إلى مستشفى القديس جوزيف في حالة خطيرة لكنها مستقرة بعد استنشاقها للكثير من الدخان |
| Onu dumandan çıkar. Ben yatak odalarına bakacağım. | Open Subtitles | إسحبها بعيداً عن الدخان وسوف أتحقق من الغرف |
| Sarayları yansın ve kraliçe dumandan boğularak ölsün! | Open Subtitles | أتمنى تحترق القلعة والملكة تلوى في الدخان |
| Bu adam karşısında beyaz bir dumandan daha tehlikeli değiliz. | Open Subtitles | نحن دخان أبيض بالنسبة لهذا الرجل |
| dumandan çıktığımda vücudumdaki her hücrenin farklı bir elektrik akımı vardı. | Open Subtitles | عندما خرجت من الضباب كانت كل خلية في جسدي تحمل شحنة كهربية مختلفة |
| Bu süre zarfından dumandan kaçıp özgürce hareket edecektim. | Open Subtitles | نويت خلال تلك المدّة أن أنسلّ عبر الدخّان وأتحرّك بحرّيّة. |
| Dokuz numaralı bölüm, dumandan arındırıldı... ve hazır. | Open Subtitles | المقصورة تسعة خالية من الدّخّان ... حاضر و جاهز |