| Bence burada biraz durmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أننا يجب أن التوقف هنا لمدة دقيقة. |
| durmalıyız Earl. Kalp atışlarımı dişlerimde hissedebiliyorum. | Open Subtitles | علينا التوقف ايرل أشعر بقلبي ينبض في أسناني |
| Hey, belki de yemek için durmalıyız, aç olan var mı? | Open Subtitles | ربما علينا التوقف لتناول أية طعام، هل من أحد جائع؟ |
| Ama bence durmalıyız ve duralım da kendi kalplerimizin ve hayatlarımızın içine bakıp orada ne bulduğumuzu görelim. | Open Subtitles | ولكن علينا أن نتوقف قليلاُ الآن لنفكر بإمعان ولننظر إلى قلوبنا وحياتنا ولنرى ماذا سنجد |
| Biz pisikiatrtist bulmak için bir yerde durmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نتوقف ونبحث عن طبيب نفساني لأنك تقودني إلى الجنون |
| Birlikte durmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نقف إلى جانب بعضنا البعض |
| Bence durmalıyız. Artık durmalıyız. | Open Subtitles | أظن أن علينا التوقف، علينا التوقف فورًا. |
| Biz sadece sıklıkla seks yapan iyi arkadaşlarız ama bu senin için çok karmaşıksa durmalıyız. | Open Subtitles | نحن فقط اصدقاء لقد مارسنا الجنس احياناً لكن اذا هذا مشوش جداً لكِ اذاً يجب عليك التوقف |
| Tatlım, önce bir yerde durmalıyız. | Open Subtitles | عزيزتي , علينا التوقف في مكان ما أولآ |
| Belki de biraz yaptıktan sonra durmalıyız. | Open Subtitles | ربما يجب علينا التوقف بعد بضعة محاولات. |
| Belki de artık durmalıyız. | TED | ربما وجب علينا التوقف. |
| - Bence durmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أن علينا التوقف عن هذا |
| "durmalıyız." | Open Subtitles | يجب علينا التوقف |
| Koruma altına dönmeden senin evinin oralarda durmalıyız ve yıkanmalıyım. | Open Subtitles | يمكن أن نتوقف عند بيتك وأنا من الممكن أن أغتسل قبل أن نعود إلى الحجز |
| Bu senin için problemse şimdi durmalıyız. | Open Subtitles | إن كانت ستسبب مشكلة بالنسبة لك، فعلينا أن نتوقف الآن |
| - Her şekilde durmalıyız. - Belki yiyecek bir şeyler vardır. | Open Subtitles | ينبغي أن نتوقف علي أية حال محتمل وجود طعام |
| Efendim, size yalvarıyorum, lütfen, durmalıyız. | Open Subtitles | يا سيدي، أنا أتوسل إليك، أرجوك علينا أن نتوقف |
| - Larry'nin arkasında durmalıyız. | Open Subtitles | هذا هو الوقت الذي يجب أن نقف فيه مع (لاري) |
| Bakın, benzin için durmalıyız ve alınmayın ama hala kokuyorsunuz. | Open Subtitles | ينبغي ان نتوقف لملأ البنزين،و لااقصد الاساءة |
| Shaun iyi olacak. Güven bana. Hepimiz bir arada durmalıyız. | Open Subtitles | سيغدو بخير، ثق بي علينا أن نبقى معاً جميعاً |
| Sessiz durmalıyız Megan. | Open Subtitles | يجب ان نبقى هادئين يا ميجن |
| Büyünün karanlık kuvvetlerine karşı dimdik ayakta durmalıyız ve bir daha asla duvarlarımızın içine girememelerini sağlamalıyız. | Open Subtitles | ويجب أن نظل صامدين أمام القوى السحرية المظلمة ونتأكد أنهم لن يخترقوا جدراننا مرة أخرى، |
| Burada durmalıyız. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَتوقّفَ الآن. |
| Güvenli bir yer bulmalıyız ve sokaklardan uzak durmalıyız. | Open Subtitles | .إسمعي، بحاجة أن نعثر على مكانٍ آمن .يتوجب علينا الإبتعاد من الشارع |