| Tabor Heights'ta benzin alın ve başka hiçbir şey için durmayın. | Open Subtitles | املؤوا الوقود عن محطة تابور ولا تتوقفوا من أجل أي شخص |
| Buradan 13 km. uzakta. Ama durmayın. | Open Subtitles | ولكن لا تتوقفوا أو تغادروا العربة ، هل فهمتم؟ |
| durmayın. Kural üç: Bir planınız olsun. | TED | لا تتوقف. القاعدة الثالثة: أن يكون لديك خطة. |
| durmayın. Bu işi çabucak bitirip evlerimize dönelim. | Open Subtitles | لا تتوقف دعنا نترك هذا الأمر و نعود للأمر الأساسي |
| Dikilip durmayın öyle takım elbiseli sıskalar! İşe koyulun! | Open Subtitles | حسنا، لا تقفوا هناك فحسب أيها الشباب النحيلين في السترة ابدأوا العمل |
| - Duvarlar hareket ediyor! - Orada durmayın! Bir şeylerle destek yapın. | Open Subtitles | الجدران تتحرك - فقط لا تقف هنا - حاول تثبيته بأى شىء |
| Ama durmayın. Anladınız mı? | Open Subtitles | ولكن لا تتوقفوا أو تغادروا العربة ، هل فهمتم؟ |
| Hastaneye varınca durmayın. durmayın. | Open Subtitles | عندما تصلون الى المستشفى لا تتوقفوا لا تتوقفوا |
| Millet, sakın durmayın. | Open Subtitles | نحن هنا , نحن هنا , نحن هنا الجميع , لا تتوقفوا |
| Millet, sakın durmayın. | Open Subtitles | نحن هنا , نحن هنا , نحن هنا الجميع , لا تتوقفوا |
| Ben sizden daha hızlı koşacağım. Aptallar. Hiç durmayın. | Open Subtitles | سأهربُ أسرع منكم أيها الأغبياء لا تتوقفوا أبداً |
| Duramazsınız! Buradan kaçın ve asla durmayın! | Open Subtitles | لا يمكنك التوقف اخرج من هنا لا تتوقف لاابدا |
| Hastaneye gittiğinizde durmayın. Sakın durmayın. | Open Subtitles | عندما تذهب الى المستشفى لا تتوقف , لا تتوقف |
| Doğru istasyona götürün. Hiç bir şey için durmayın. | Open Subtitles | خذنا مباشرة الى المحطة لا تتوقف عند أي شيء. |
| Sap gibi durmayın orada. Öğle yemeği beş dakika sonra. | Open Subtitles | لا تقفوا هنا كمجموعة من الأخطاء هيا الغذاء بعد 5 دقائق |
| Bir eski eş kuklası yakarken, çok yakında durmayın. | Open Subtitles | من مسافة أمنة لا تقف بالقرب منه عندما تشعل النار بتمثال للزوجة السابقة |
| Hepimiz sesini duyana ve ne söylemek istediğini anlayana kadar durmayın. | Open Subtitles | لا تتوقفي حتى نسمع صوتها ومالذي تريد قوله. |
| Dikilip durmayın, çalışmaya başlayın. | Open Subtitles | توقفوا عن التحديق بها ودعنا نعود للعمــل |
| durmayın. Bir yer söyleyin. | Open Subtitles | إمضَ سمي المكان |
| Yolun ortasında durmayın, görmüyor musunuz yağmur yağıyor! Açıkta durmayın! | Open Subtitles | لا تبقوا في الخارج ألا ترون أنها تمطر ؟ |
| O yüzden her ne yapmaya çalışıyorsanız durmayın, elinizden gelenin en iyisini yapın. | Open Subtitles | لذا أيّما تحاولين فتفضلي وآتني أفضل ما لديكِ |
| Hayır, hayır. durmayın. | Open Subtitles | لا , لا , لا لا تتوقّفوا |
| O zaman, kalın kafalı çift gibi orda öylece durmayın. | Open Subtitles | حسناً .. لا تقفا هناك تُحدّقان كزوج من الأحمقان .. |
| Yemek için durmayın. Rakiplerinizin önünde olun. | Open Subtitles | لا تتوقّف من اجل الغداء تقدم علي منافسك |
| Sahile vurunca, öncelikli hedefiniz olan randevu noktalarına kadar durmayın! | Open Subtitles | اضربوا الشاطئ، ثم واصلوا الزحف حتى تلتقوا بعض الأهداف الأساسية |
| - Ben yapabilirim sadece karşımda durmayın. | Open Subtitles | استطيع ان افعل, ولكن لا تقفي امامي. |