| Kocam öldü daha yeni yeni ayaklarımın üstünde durmaya başladım. | Open Subtitles | أنا آسفة فأنا أرملة وفقط مؤخراً إستطعت الوقوف على قدمي |
| Tuvaletin üstünde durmaya çalışıyordum ve şimdi de aşağıya inemiyorum. | Open Subtitles | وكنت أحاول الوقوف فوق المرحاض والآن لا أستطيع النزول، ساعديني |
| Bizim gibi tüm gün yerçekimine karşı ayakta durmaya ihtiyaçları yok | TED | فهي ليست بحاجة للوقوف طوال الوقت مقاومة بذلك الجاذبية كما نفعل. |
| Bence bir insan kendi ayakları üstünde durmaya teşvik edilmeli. | Open Subtitles | أعتقد بأن الرجل يجب أن يكون شجاعاً للوقوف على قدماه |
| Gerçekte, orda durmaya izniniz bile yok, şu beyefendinin durduğu yerde, eşiğin köpüren ve kaygan sularında. | TED | في الواقع، لن يُسمح لكم بالوقوف في نفس موضع هذا السيد، عند هذا الحد المائي الزلق. |
| Ama herkes bana gülerken, beni orada bir aptal gibi durmaya zorladın. | Open Subtitles | ولكنك جعلتني اقف هناك مثل غريب الاطوار والجميع يضحكون علي |
| Arabaların uzak durmaya çalıştığı, ikaz konilerinden bir motel yapmak. | Open Subtitles | الفندق تم بنائه بحذر على شكل مخروطى الذى بالطبع حاولت السيارات الإبتعاد عنه |
| Proteinden uzak durmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لا, اعتقدت اني قد اخبرتك انا احاول الابتعاد عن البروتين |
| durmaya fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لك تكن لدي فرصة للتوقف. |
| Lakin ayakta durmaya çalıştığında bütün dengenin buradan geldiğini göreceksin. | Open Subtitles | لكن إذا حاولت الوقوف ستجدين كل توازنكِ يأتي من هنا |
| Ayaklarımız üzerinde durmaya çalışırken bizi desteklemenizin sebebi de bu. | Open Subtitles | إنها سبب دعمك لنا بينما كُنا نُحاول الوقوف على أقدامنا |
| biz insanlarımız için en ufak şeyleri dahi yapabilmek için ayaklarımızın üzerinde durmaya çalışıyoruz. | TED | لكننا نحاول الوقوف على أقدامنا، لفعل شئ صغير، يمكننا فعله لصالح شعبنا. |
| Kendi ayaklarım üzerinde durmaya başlayınca bir garaj açacağım. | Open Subtitles | عندما أعاود الوقوف على قدماي سوف أفتح مرآب |
| Doğrusu bu odada ayakta durmaya alışığım. | Open Subtitles | لا , شكراً لك . بصراحة , لقد أعتدت الوقوف بهذه الحجرة |
| Bir keresinde çatıda tek ayak üzerinde durmaya çalışmıştık. | Open Subtitles | تلك المرة التي حاولت فيها الوقوف على السقف |
| Yerel işletmelerden biri tekrar kendi ayakları üstünde durmaya çabalayan bir aileye yardım edebilir. | Open Subtitles | كما تعلم، من أحد الشركات المحليين ربما يمكن أن يساعد هذه العائلة للوقوف رجليها |
| Evet, bilezik almak için durmaya ne gerek vardı? | Open Subtitles | صحيح, ما الحاجة للوقوف وشراء الأساور الأن؟ |
| Ve usta dediğiniz şeyin yerine onun yanında durmaya niyetliyim. | Open Subtitles | وإنّي مستعد للوقوف لجواره ضد المخلوق الذي تسمونه سيدكم. |
| Ben senin kendi ayakların üzerinde durmaya başlarken herhangi bir sorunla karşılaşmanı istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدك أن تواجه مشاكل بالوقوف ثانيةً على قدميك |
| Sadece ayaklarımın üzerinde durmaya yeni yeni başlıyorum. | Open Subtitles | ...انه فقط, ام .انا بدأت للتو اقف على قدمي هنا |
| Eroinden uzak durmaya çalışmak eminim seni çok zorluyordur. | Open Subtitles | يمكنني تخيل كيف هو الأمر بالنسبة لكِ محاولة الإبتعاد عن الطعم |
| Aradığınız için teşekkürler ve eziklerin sınıfından uzak durmaya çalışın tamam mı? | Open Subtitles | وحاولوا الابتعاد عن فصول النواطير تلك، هلاّ فعلتم؟ |
| durmaya hazırlanın! | Open Subtitles | -استعدوا للتوقف |