| Mahkeme. duruşma gibi. Adalet ve hukuk konularının karara bağlandığı yer. | Open Subtitles | المحاكمة إنها مثل القضاء , مكان حيث العدالة والقانون يتم تطبيقهم |
| Bree, ilk duruşma ile ilgili her şeyi çıkartmanı istiyorum. | Open Subtitles | بري, أريدك أن تسحبى كل شىء لدينا من المحاكمة الأولي |
| Sayın hakim, duruşma başlamadan önce yazılı bir erteleme talebinde bulunmuştum. | Open Subtitles | قبل أن تبدأ هذه المحاكمة لقد كتبت طلب للحصول على تأجيل |
| Şartlı tahliyede veya hapiste olan insanlar var, bazen yıllarca duruşma için bekliyorlar. | TED | لأنه هناك أشخاص تحت المراقبة أو بالسجن، ينتظرون عرضهم على المحكمة لسنوات أحيانًا. |
| İkincisi, duruşma Pazartesi günü devam ediyor. Doktorlar ile konuştum. | Open Subtitles | ثانيا ,سيتم استكمال الجلسة يوم الاثنين لقد تحدثت مع الاطباء |
| - duruşma 2004 senesindeki Demokratik Ulusal Kongre esnasında gerçekleşti. | Open Subtitles | المحاكمة جرت في عام 2004 وذلك خلال المؤتمر الوطني الديمقراطي |
| Eyalet duruşma tarihinin en erken tarih olmasını talep etmektedir. | Open Subtitles | حسنا .. طلب الولاية لتقديم موعد المحاكمة قد تم قبوله |
| Suçlamaya dair duruşma senatoda olur. | TED | المحاكمة الفعلية التي تلي الاتهام تنعقد في مجلس الشيوخ. |
| Gözaltında olup olmasanız da, sistemimizde duruşma süreniz, ne kadar tehlikeli olduğunuza ya da kaçış riskinizin ne kadar olduğuna bağlı değil. | TED | في نظامنا، سواء كنت محتجزًا أم لا، انتظار المحاكمة ليس متعلقًا بمدى خطورتك أو نسبة احتمال فرارك. |
| Burada, San Francisco'da San Francisco hapishanesindeki mahkûmların yüzde 85'i ön duruşma tutuklusu. | TED | هنا في سان فرانسيسكو، 85 في المئة من السجناء في سجننا في سان فرانسيسكو عبارة عن محتجزين ينتظرون المحاكمة. |
| Bu San Francisco'nun 80 milyon dolar gibi bir rakamı her yıl ön duruşma hapsine harcadığı anlamına geliyor. | TED | وهذا يعني أن سان فرانسيسكو تنفق حوالي 80 مليون دولار سنويًّا لتمويل احتجازات ما قبل المحاكمة. |
| Birisi havalandırma sisteminden duruşma salonuna doğru giden yiyecek izleri bırakmış. | Open Subtitles | شخص ما ترك أثر الغذاء فى نظام التهوية المؤدى لقاعة المحكمة |
| Ayrıca, davranışlarında değişmeler görmek istiyoruz, hem duruşma salonunda hem de dışında. | Open Subtitles | وأيضاً نتوقع ان هنالك تغيير في سلوكك سواء بداخل المحكمة او خارجها |
| Eminim ki burdaki herkes duruşma sonrası kalıp nutkunuzu dinlemek isteyecektir. | Open Subtitles | أنا متأكد من أن الجميع هنا سوف يرغبون فى البقاء بعد أن أجلت المحكمة لسماع خطبتك |
| Aşırı sıcaklar nedeniyle duruşma yarın sabah ona ertelenmiştir. | Open Subtitles | بسبب الحرارة المفرطة سوف تؤجل الجلسة إلى العاشرة من صباح الغد |
| Bu duruşma, sanıkların ucuz oyunlarıyla,gürültü patırtıyla ve sanıkların başka yöntemlerle davayı baltalamaya çalışmasıyla öne çıkan bir duruşma oldu. | Open Subtitles | هذه الجلسة تميزت بالتمثيل المسرحي والاستهزاء وتصنّعات أخرى.. استعملت من قبل المتّهمين. |
| Ona bir duruşma vermek zorundayız ama hangi yasaya göre? | Open Subtitles | يجب أن نقدمه للمحاكمة , ولكن تحت أي قانون ؟ |
| duruşma yaklaşıyor ve bu olayların sonunda ne olacak Allah bilir. | Open Subtitles | جلسة الإستماع إقتربت، و الله وحده يعلم أين سينتهي الوضع برمته. |
| Şu an yok, ama amacım duruşma esnasında bu kanıtı bulmak. | Open Subtitles | ليس هذه المره يا سيدى ، لكنه فى نيتى ان افعل هذا اثناء مسار المحاكمه |
| Bay Gardner ve müvekkilimiz aleyhindeki duruşma için devam etme niyetindeyiz. | Open Subtitles | نحن نطلب جلسة استماع للنظر في تحيزك ضد السيد غاردنر وموكلتنا |
| Mahkemede bir kargaşa yaşanmış ya da saldırgan mahkemede kendini göstermiştir diye kurbanların duruşma kayıtlarından kopya almaya çalışıyorum. | Open Subtitles | انا هنا للحصول على نصوص المحاكمات الاصلية للضحايا ظننت انه قد يوجد اضطراب في المحكمة او عرف المجرم عن نفسه. |
| Bu bir duruşma değil. Yanında bulunmaya hakkım var. | Open Subtitles | هذه ليست بمحاكمة لدي كل الحق لأكون هنا معها |
| Bu duruşma filoyu çökertecek. | Open Subtitles | هذه المُحاكمة ستقوم بإسقاط الأسطول بأكمله |
| Adil bir duruşma istiyorum. Bana en azından bunu hak görün. | Open Subtitles | أطلب جلسة إستماع عادلة، إضمن لي هذا على الأقل |
| Bir çok politik analist Saray Yargı Komitesi'nin iddianamelerinin duruşma başlatacağını öngördü. | Open Subtitles | عدد من المحللين السياسيين توقعوا أن اللجنة القضائية للمجلس ستبدأ جلسات الإستماع إلى بنود الإتهام. دعينا نتوقف هنا. |
| Önce kamuoyumu çaldı, sonra avukatımı, duruşma günümü, ve şimdi de kahrolası jartiyerimi çaldı. | Open Subtitles | في أول الأمر سرقت شهرتي .. ثم المحامي ثم موعد محاكمتي والآن سرقت دوري |
| Adil bir duruşma olacak, ama, bunula beraber, o bir katil. | Open Subtitles | سيحصل على محاكمه عادله، ولكن بالرغم من هذا هو قاتل |
| - duruşma için hırsızlığın sanal canlandırmasını yapmamız için yardımın gerekiyor. | Open Subtitles | نريـد مسـاعدتك في عمـل جلسـة محاكاة للجريمة للمحكمة على المتهم |