| Holly ve Gary önümüzde duruyorlardı ve bende bir bebek tutuyordum. | Open Subtitles | (هولي) و(غاري) يقفان جنباً إلى جنب وأنا أحمل الطفل. |
| Hayır, orada öylece duruyorlardı. | Open Subtitles | لا، لقد كان يقفان هناك وحسب |
| Nina vurulduğu sırada, Jeff ve Nina makinenin tam yanında duruyorlardı. | Open Subtitles | جيف) و(نينا) كانا يقفان بجوار الماسح) عندما أصيبت |
| Farklı davranıyor, farklı duruyorlardı. | Open Subtitles | تصرفوا باختلاف، وقفوا باختلاف |
| Anne-babamızın başında duruyorlardı. | Open Subtitles | لقد وقفوا فوق جثث والدينا |
| İki gün sonra gene aynı rotadayken bu sefer eski yerlerinde değillerdi. Biraz daha geride duruyorlardı, aynı adamlar, ellerinde tüfekler durmamız için bize doğrulttular. | TED | بعد ذلك بيومين، عندما سلكت نفس الطريق، لم يكونوا هناك، فقد كانوا يقفون أبعد بقليل. نفس الشبان، واقفين ويحمل كل واحد منهم بندقية ويشيرون إلينا بالتوقف. |
| Kardeşim öldüğünde hemen yanında duruyorlardı! | Open Subtitles | لقد كانوا واقفين بجانب أخي حين مات! |
| Wes'e geldim, ama kapıda duruyorlardı. | Open Subtitles | اتيت لأرى (ويس), لكنهم كانوا واقفين امام الباب |
| Orada duruyorlardı. | Open Subtitles | واقفين هناك... |