| Sana sesli mesaj bırakmak istedim böylece sesimdeki hayal kırıklığını ve kızgınlığı duyabilirsin! | Open Subtitles | لقد تركت لك رسالة صوتية لذلك بسوعك سماع صوتي كم انا محطم وغاضب |
| Seyirci kaydırma olayını ilk kez görür ve oksijenin odadan çekildiğini duyabilirsin. | TED | يري الجمهور لأول مرة التمرير لأول مرة، يمكنك سماع الأكسجين يُسحب من الغرفة. |
| Gece yarısı uyandığında onun sesini duyabilirsin. | Open Subtitles | عندما تستيقظ أثناء الليل يمكنك سماع صوتة |
| Onu buradan götürürsen, adını söylediğini duyabilirsin. | Open Subtitles | إذا أخذتها من هنا ربما تستطيعين سماعها وهي تنطقه |
| Onlar işe yaramadığında sabahın üçünde evin etrafında dolandığını duyabilirsin. | Open Subtitles | عندما يتوقفون عن العمل بامكانك سماعهم يتجولون حول المنزل في الثالثة صباحاً |
| Fısıltılar... Onları sürekli duyabilirsin. | Open Subtitles | الهمسات , يمكنك أن تسمعيها طوال الوقت في الليل |
| Baba, veli toplantısında geğirme yarışmasıyla ilgili bir şeyler duyabilirsin. | Open Subtitles | حسناً يا أبي في مؤتمرِ المعلمين أنت قد تسمع بعض الشيء حول مسابقة التجشأ |
| Gece yarısı uyandığında onun sesini duyabilirsin. | Open Subtitles | عندما تستيقظ أثناء الليل يمكنك سماع صوتة |
| Fırtına varken, yüzeyde gördüğünden daha fazlasını duyabilirsin aşağıda. | Open Subtitles | فى الطقس السئ يمكنك سماع أكثر مما ترى على السطح |
| İsa,sen hemen hemen çarpan dalgaları duyabilirsin. | Open Subtitles | يكاد يكون بالإمكان سماع الأمواج وهي تصطدم بألسنة الخشب |
| konsantre olursan, belki insanların uzaktan ne dediklerini duyabilirsin. | Open Subtitles | ربما بإستطاعتك سماع ما يقوله الناس عن بعد. وما الذي اريده من فعل ذلك؟ |
| Dikkatle dinlersen bu alçakların buruştuklarını duyabilirsin. | Open Subtitles | إذا كنت تسمع بعناية ستتمكن من سماع صياح هؤلاء الحمقى، جيد؟ |
| Eğer 1000 sterlinin varsa hepsini duyabilirsin. | Open Subtitles | لو كان لديك 1000 باوند لكان بإمكانك سماع كل شيء. |
| Yüzündeki burnun gibi, onların kelimelerini sade bir şekilde duyabilirsin! | Open Subtitles | بإمكانك سماع الكلمات بسهولة وجود أنف على وجهك |
| Etraf sessizken, mısırın büyüyüşünü duyabilirsin. | Open Subtitles | عندما يكون هادئاً، يمكنكِ سماع الذرة يكبر. |
| Haydi dövüşelim. Dinle, Ejder Savaşçısı'nın zincirleri kırdığını duyabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك سماع المحارب التنيني وهو يتمرن الآن |
| Görmek istemediklerini görebilir, duymak istemediklerini duyabilirsin. | Open Subtitles | وقد تسمع أو ترى أشياء لا تريد حقا سماعها أو رؤيتها |
| Hangi enstürmanı duyabilirsin, fakat göremezsin ve dokunamazsın? | Open Subtitles | ... ما هي الآلة الموسيقية التي تستطيعين سماعها ... و لكن لا يمكنكِ رؤيتها و لا يمكنكِ لمسها ؟ |
| Onları duyabilirsin, ama onlara ateş edemezsin. | Open Subtitles | إذا كان بإمكانك سماعهم لكن لا يمكنك إطلاق الرصاص عليهم |
| duyabilirsin. | Open Subtitles | باستطاعتِك أن تسمعيها .باستطاعتِك |
| Tarayıcıdan biraz ses duyabilirsin.. | Open Subtitles | قد تسمع بعض الضجيج من الماسح |
| Bunu sana anlatmalıyım çünkü, eğer bunlar yayınlanırsa, bunun hakkında okulda birşeyler duyabilirsin. | Open Subtitles | الآن يجب ان اقول لك ذلك اذا تمت طباعتهن انت ستسمع عنها في المدرسة |
| Biliyor musun eğer dikkatlice dinlersen yastığımın çığlıklarını duyabilirsin. | Open Subtitles | تَعْرفُ... إذا تَستمعُ حذرَ حقيقيَ، أنت يُمْكِنُ أَنْ تَسْمعَ صُراخ وسادتي. |
| İçeride yardım çığlıkları duyabilirsin. Duymazlıktan gel. | Open Subtitles | ربما تسمع صراخاً للمساعدة هناك تجاهلها |