| Meslektaşlarım daha önce bu soruyu hiç duymadıklarını söylüyorlar. | TED | ويقول زملائي أنهم لم يسمعوا تلك الكلمات من أي مريضٍ قَط. |
| Hem sorduğumda o ismi hiç duymadıklarını söylediler. | Open Subtitles | وأيضاً عندما سألتهم قالوا بانهم لم يسمعوا عنها |
| Marguerite Von Dieter adını hiç duymadıklarını söylediler. | Open Subtitles | وهم لم يسمعوا ابدا باسم مارغريت فون ديتر |
| Bir intihar olayına göre çok fazla boğuşma izi var ama komşular bir şey duymadıklarını söylüyor. | Open Subtitles | معظم الإشارة تدل على المقاومة، لا على انتحار, لكن الجيران يزعمون بأنهم لم يسمعوا شيئاً. |
| Seni okula kabul edilmenden dolayı kutlamak için gelmiştim ama Lauryn Kirk ismini hiç duymadıklarını söylediler. | Open Subtitles | -اتيت الى هنا لاهنئك على دخولك تللك المدرسه -لكنهم لم يسمعوا بـ لايرين كريك |
| Onu hiç duymadıklarını söylediler. | Open Subtitles | يقولون أنّهم لم يسمعوا بها أبداً |