| Eğer aşka inanıyorsanız, ellerinizi çırpın! Eğer buraya sevdiceğinizle geldiyseniz onun ellerini tutun. | Open Subtitles | إذا كنت تؤمن بالحب صفق باليدين إذا كنت هنا مع الشخص الذي تحب |
| Eğer buraya asil bir saç şekli için geldiysen, korkarım beklemek zorundasın. | Open Subtitles | إذا كنت هنا من أجل تصفيف شعر ملكي فأخشى أنك ستضطر إلى الإنتظار |
| Eğer buraya tekrar limuzin için özür dilemeye geldiysen, dert etme. | Open Subtitles | إذا كنت هنا للاعتذار حول الليموزين مرة أخرى، لا تقلقي. |
| Eğer buraya davam hakkında istenmeyen tavsiyelerini vermeye geldiysen... | Open Subtitles | إسمع، إن كنت هنا لأنك تريد أن تعطيني المزيد من النصائح غير المرغوب فيها ...حول قضيتي |
| Eğer buraya Galen Barrow ile beraber olduğunuzu söylemeye geldiyseniz, zaten farkındayız. | Open Subtitles | لكن إن كنت هنا لإخبارنا أنك كنت تمارسين الجنس مع (غالن بارو) فإننا قد استشعرنا ذلك مسبقاً |
| Eğer buraya gelirlerse her birimizin neler yapabileceğini ortaya dökmeye çalışabiliriz. | Open Subtitles | ..لعلنا نستطيع أن نخمن ما يفعل كل واحد منا إذا أتوا.. |
| Pekala, Eğer buraya Fransız kahvesinin beynimize nasıl mutluluk salgıladığını anlatmak için geldiyseniz, bu çok iyi bir seçim. | TED | لذا فاذا جئتم إلى هنا لمحادثة حول كيف أن القهوة الفرنسية ستنشر السعادة في أدمغتنا، فذلك سينجح. |
| Eğer buraya Chase ve Foreman hakkında bağırmak için geldiysen bu bekleyebilir. | Open Subtitles | إذا كنت هنا لتوبيخي بشأن موقف (فورمان) و (تشايس) يمكنك الإنتظار |
| Eğer buraya Chase ve Foreman hakkında bağırmak için geldiysen bu bekleyebilir. | Open Subtitles | إذا كنت هنا لتوبيخي بشأن موقف (فورمان) و (تشايس) يمكنك الإنتظار |
| Dinle, Eğer buraya eski işin için geldiysen... | Open Subtitles | اسمع ، إذا كنت هنا لأجل عملك القديم... |
| Annie, Eğer buraya açığa alınmanı tartışmaya geldiysen bu konuda yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | (آني)، إذا كنت هنا لمناقشة توقيفك عن العمل لا يوجد شيء يمكنني القيام به حيال ذلك |
| Eğer buraya Gabby'yi almaya geldiysen onun anne babasına sorman gerekir. - Hayır! | Open Subtitles | (إن كنت هنا لطلب يد (جـابي عليك أن تطلب يدها من أهلها |
| Eğer buraya inerlerse, kendimizi feda eder, zehiri düşmanımız üzerinde kullanırdık, eğer biraz olsaydı. | Open Subtitles | إذا أتوا للأسفل نحن سنضحي بأنفسنا ونستعمل السم على أعدائنا إذا كان لدينا البعض منه |
| Eğer buraya geliyorlarsa, onlarla konuşurum. Beni dinleyeceklerdir. | Open Subtitles | إذا أتوا سأتحدث معهم سيستمعون لي |
| Emin olmanızı istiyorum, Eğer buraya aşağı gelirse, onu arabanızla takip edin. Bunu yapabilir misiniz? | Open Subtitles | أريدك أن تتأكد، إذا أتى إلى هنا عليك أن تتبعه بسيارتك |
| Eğer buraya gelirse, onu arkada beklediğimi söyle. | Open Subtitles | إذا جاء إلى هنا أخبره أني أبحث عنه بالخلف |