| Bu işi benim için eğlenceli bir hale sokacaklardı. Bana geceleri açık saçık kelimelerle Scrabble öğretiyorlardı, | TED | جعلوا من تعليمي متعة علموني اللعنات ولعبة سكرابل في الليل |
| Ve çok eğlenceli bir şekilde sonuçlanınca bu çeşit şeyleri daha çok yapmak için aranır oldum. | TED | وانتهى الأمر بكثير من المرح الذي قررت أن أتابعه بفعل أشياء مثل تلك أكثر |
| Sonra sinemadan kovulduk. eğlenceli bir gündü aslında. | Open Subtitles | ثم أصبحنا مطرودين من صالة العرض لقد كان في الحقيقة يوم مسلي |
| Sonuç olarak Karmapa olmanın getireceği eğlenceli bir yaşam fantezisi gerçeğe dönüşmedi. | TED | لذا تبين أن خيالي عن كون حياة الكارمابا مسلية لم يكن ليصبح حقيقة. |
| Ama size eğlenceli bir hikaye anlatmalıyım. | TED | ولكن لا بد لي من أن أقول لكم قصة طريفة. |
| Sanırım bir aktörün burada kalması eğlenceli bir şey. | Open Subtitles | من الممتع تواجد نجم سينما هنا فهناك القليل جدا للتحدث عنه |
| eğlenceli bir yaz yaşamak istiyormuş. | Open Subtitles | قال بأنه يريد أن يحظى على صيف مُمتع. |
| Belki bunu, gün boyu eğlenceli bir şeyler yaparak dengeleyebiliriz. | Open Subtitles | ألا يمكن أن نغير الأمر بالخروج لمكان مرح أثناء اليوم؟ |
| Şimdi eskiden bu, bir cilt alıp alfabetik olarak gezinmek ya da yeni bir konuya sapmaktı ve eğlenceli bir şeydi. | TED | في الأيام الخوالي ، ذلك يعني الحصول على مجلد آخر وتصفحه أبجدياً يمكن أن تجده في الهوامش كان هذا ممتعاً |
| Beni hiç davet etmediler ama duyduğum kadarıyla oldukça eğlenceli bir şeymiş. | Open Subtitles | أقصد، لم يدعوني من قبل لكنهم يتكلمون عنها أمامي وتبدو مرحة كثيرا |
| Puzzle doğru bir cevabı olan, çözülmesi eğlenceli bir problemdir. | TED | اللغز هو مشكلة .. نجد متعة في حلها ونجد الحل الصحيح |
| Ben işini eğlenceli bir şekilde yap dedim, ama senin hala yapman gereken işler var. | Open Subtitles | اعلم انى قلت عليك جعل العمل اكثر متعة ولكن لا يزال عليك القيام بعملك |
| Bu konu hakkında konuştuk ve ve ailenin daha eğlenceli bir şeye ihtiyacı olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | حسنا,لقد ناقشنا ذلك ولقد احسسنا ان العائله تحتاج بعضا من المرح |
| Kaportanın altını kurcalamak, klasik bir araba sahibi olmanın eğlenceli bir parçası. Görünüşe göre bayağı iyi zaman geçirmişsin. | Open Subtitles | ألم تفهمي التجول تحت الغطاء جزء مهم من المرح الذي يأتي من إمتلاك سيارة كلاسيكية حسنا يبدو أنك تقضي أروع وقت في حياتك |
| Sen de bu arada yıkanıp giyin. Döndüğümde eğlenceli bir şeyler yaparız. | Open Subtitles | فلماذا لا تغتسل وتلبس وعندما اعود سنفعل شيء مسلي |
| İstersen otobüse binebilirsin. Yok, eğlenceli bir şeyler yapalım. | Open Subtitles | يمكنك ركوب الأتوبيس معنا لا أريد أن أفعل شئ مسلي |
| Gümrük muhafaza bülteni için çok eğlenceli bir haber olur. | Open Subtitles | سنكون حكاية مسلية لنشرة أخبار عسكر الحدود |
| Cadılar Bayramı'nı geçirmek için pek de eğlenceli bir yol değil, ne dersiniz? | Open Subtitles | هذه ليست لحظة مسلية ؟ لقضاء عيد القديسين , اليس كذلك |
| Arabalarla ilgili eğlenceli bir hikaye çünkü programda kullanılmak üzere anlaştıklarında, henüz satılmamış oluyor. | Open Subtitles | صحيح، هناك قصةٌ طريفة حول هذه السيارة فعندما سمحوا لنا استخدامها في المسلسل، لم تكن قد بيعت بعد |
| - Oh, demek bu eğlenceli. Bir adamın karısını ölene kadar dövmesi, bir annenin çocuğunu boğması da eğlenceli. | Open Subtitles | انه مرح,انه من الممتع عندما يضرب رجل زوجته للموت و من تقتل ابنها |