| Ve evli değilsin. eşcinseller kulübüne gelirsen koca bulamazsın tabii. | Open Subtitles | و غير متزوجة يجب أن تقضي وقتاً أقل بحانات الشواذ |
| Çünkü eşcinseller neyin önemli olduğunu anlıyor giysiler iltifatlar ve aletler. | Open Subtitles | هذا لأن الشواذ يقدرون ما الأهم الملابس، المجاملات و القضبان الذكرية |
| Evet, ben burada eşcinseller üzerindeki basmakalıp yargıları ortadan kaldırıyorum. | Open Subtitles | أجل , أني أقف هنا بكل جرئة أقوم بألغاء نمط الشواذ |
| İntihar etmeyi düşünen başka genç eşcinseller. | Open Subtitles | شباب شواذ آخرين ربما يفكرون بأخذ أرواحهم |
| Nijerya'da eşcinseller taşlanarak öldürebiliyor ve sıkça linç ediliyorlar. | TED | أما في نيجيريا فإن المثليين و بحكم القانون يتم رجمهم حتى الموت أما الإعدام خارج نطاق القانون فقد أصبح شيئا عاديا |
| bu eşcinseller bovling ligi olduğundan herkese senin eşcinsel olduğunu söyledim. | Open Subtitles | هذا دوري بولنع للمثليين فقط لذلك اخبرت الجميع انك مثلي الجنس |
| Çünkü eşcinseller spor salonunda seks yapabiliyor. Bunu normal erkekler de yapabilseydi, sürekli spora giderlerdi. | Open Subtitles | لأن الشواذ يمكنهم ممارسة الجنس بالصالة الرياضية كان ليصبح المستقيمون أمثالهم لو كان هذا متاحاً |
| Önce eşcinseller, sonra kızlar, sonra da endüstri. | Open Subtitles | أولاً يأتون الشواذ وبعدها الفتيات وبعدها الصناعة |
| Şirketimiz bugün bana bir sorumluluk verdi, yüz bin yıldır eşcinseller tarafından sürdürülen bu tür rahatsızlıklara bir son vermek gibi. | Open Subtitles | الشركة جعلتها مسؤوليتي اليوم لوضع نهاية لـ100,000 سنة غريب بها الشواذ |
| Bence işyerindeki diğer eşcinseller de kendilerini tanıtmalılar, yoksa onların yerine bunu ben yapacağım. | Open Subtitles | أعتقد أن جميع الشواذ الآخرين في المكتب يجب أن يحددوا أنفسهم أو أقوم بذلك لهم |
| Biliyor musunuz, evliliğin kutsallığına eşcinseller değil siz zarar veriyorsunuz. | Open Subtitles | إن الشواذ أنفسهم لم يدمروا قدسية الزواج لكن أنتم فعلتم ذلك |
| Genç eşcinseller yaşlı erkeklerle ilgilenmiyorlar. | Open Subtitles | الشواذ اليافعين لا يذهبون لشواذ أكبر سناً |
| Antropolojik olarak, heteroseksüellerde eşcinseller tarafından tehdit edilme konusunda bir his doğurmaz. | Open Subtitles | حسب علم الإنسان، لا معنى من أن يشعر الأشخاص العاديون بالتهديد من الشواذ |
| Eğer Büyük araba girin O eşcinseller saflarına geri dön | Open Subtitles | إدخل السياره يا ميجور عودوا للصفوف يا شواذ |
| Orta yaş eşcinseller partisi filan değil bu. | Open Subtitles | إنها ليست حفل لأشخاص شواذ بمنتصف عمرهم |
| Bütün iyiler erkek çıkıyor. eşcinseller bile. | Open Subtitles | كل منها جيدة هي على التوالي، وحتى المثليين منها. |
| eşcinseller âşık olamaz! Bizden bunu beklemiyorlar... | Open Subtitles | لا ينبغي للمثليين أن يحبوا هم لا يريدوننا أن نحب |
| eşcinseller yürüyüşünde sırf trafik tıkanıyor diye kasabayı terk etmiştik. | Open Subtitles | - نحن نغادر البلدة في عطلة نهاية الاسبوع الخاصة بالشواذ |
| Bizler Ulusal eşcinseller Birliği Şikago şubesindeniz. | Open Subtitles | اننا من الجمعية القومية للشواذ و السحاقيات المحترفين |
| Onu asla unutamam. eşcinseller olarak sekse çok öncelik veriyorsunuz. | Open Subtitles | لن أنساه أبدا أنتم أيها الشاذون تعتبرون الجنس من أولوياتكم |
| Büyük gözlü sarışını kadınlar ve yaşlı eşcinseller beğeniyor. | Open Subtitles | الفتاة الشقراء ذات الأعين الكبيرة محبوبة بين النساء وكبار السن الشاذين |
| eşcinseller otuz yıldır aramızda at koşturuyor. | Open Subtitles | المثليون جنسيا يعملون بالأرض فسادا بهذه الأمة منذ أكثر من 30 عاما وحتى الان. |
| Çünkü hâlâ okumayı seven tek insanlar eşcinseller. | Open Subtitles | تعلمين، لأنّ الشّواذ هم الوحيدين الذين مازالو يقرؤون. |
| Bu arada Johnny, bu kasabayla ilgili diğer şeyler de... herkesin emekli olduğu, eşcinseller ve ölülerin adlarının verildiği sokaklar. | Open Subtitles | حسنا، جوني، مايدور في هذه المدينة يها كل شئ المتعاقدين والشواذ واسماء شوارع لاناس موتى |
| Orduda eşcinseller var. İnanılmaz. | Open Subtitles | شاذون في العسكرية لا يمكن تصديقه |