| Hey, şu eşeğe biraz içki verelim mi? İyice sarhoş ederiz. | Open Subtitles | أتريد إعطاء الحمار بعض الجعة لنلهو قليلاً؟ |
| Hadi eşeğe elimizin hünerini gösterelim. | Open Subtitles | دعنا نري الحمار الكبير السن ثمار دهن مرافقنا |
| Pastanın üstünde mumlar, komik şapkalar olur, eşeğe kuyruk yapıştırılır, böyle şeyler... | Open Subtitles | كعكة عليها شموع ، والقبعات مضحك ، دبوس على ذيل الحمار ، وأشياء مثل ذلك. |
| Bir at eşeğe binip melez yapabilir. Melezleri severim. | Open Subtitles | يُمكن للفحل أن يعاشر حمار ويصبح النسل بغل |
| Hadi seksek ya da eşeğe kuyruk takma oyunu oynayalım, Dora. | Open Subtitles | دعونا لعب الحجلة أو دبوس الذيل على حمار ، تختار ، دورا. |
| Eğer yakından bakarsan, adamları polo oynamadığını görürsün. Bir bahçıvan eşeğe biniyor. | Open Subtitles | إن نظرتِ بتمعنٍّ في القميص، الرّجل المرسوم عليه لا يمارس الـ(بولو) وإنّما بستاني يمتطي حماراً. |
| Mükemmel. Oyun çok komikti. Kraliçe eşeğe bayıldı. | Open Subtitles | رائع جدا لقد كانت مضحكة جداً لقد احبت الحمار حقاُ |
| Göz bağını tak, etrafında dön ve eşeğe vurmaya çalış. | Open Subtitles | ضع عصبة على عينيك ولفّ حول نفسك وضع الذيل على الحمار |
| Canım çekti ama bir margarita içersem 8 taneye kadar yolu var 8 tane içersem de o eşeğe binip Santa Monica'ya kadar giderim, bu yüzden... | Open Subtitles | ذلك مغري، ولكن، آه، إذا تناولت مرغريتا سأتناول بعدها ثمانية؛ و إذا تناولت ثمانية سينتهي بركوبي ذلك الحمار |
| Boş ver onu. eşeğe kim binecek, onu söyle sen. | Open Subtitles | إنسي ذلك من الذي يركب الحمار بوجه مسود؟ |
| Daha çok eşeğe ya da keçiye benziyordur. | Open Subtitles | بل هو شيء أقرب إلى الحمار أو العنزة |
| Araba eşeğe çarptığı anda tüm köy toplanarak gelir yabancılara bu eşek özeldi paha biçilmezdi diye bağırıp | Open Subtitles | ... ولحظة ما تضرب السيارة الحمار ... تخرج القرية بأكملها ... يصرخون ويصيحون |
| Bu eşeğe bir ders vermekte yanlış olan bir şey yok. | Open Subtitles | ولا شىء خاطىء فى تعليم هذا الحمار درساً |
| eşeğe kuyruk takmaca oynar gibi yapamazsın. Kalıcı kalp pilleri kesinlik ister. | Open Subtitles | يمكنك لعب لعبة وضع ذنب الحمار في مكانه |
| eşeğe binerkenki gibi neşemi yerine getirir o hep. | Open Subtitles | لأن ذلك طالما أبهجني، كرحلة جميلة على ظهر حمار. |
| Oraya ait bir yerde kalmaktansa ölü bir eşeğe muamale çekmeyi yeğlerim ama işleri epey kârlıdır. | Open Subtitles | الآن، أنا أفضل أن أقيم بجوار حمار ميت علي أن أقيم في أحد أماكنهم ولكن لا أنكر أنهم يربحون |
| Köyüne geri götürmesi için, kafasını bir eşeğe bağladık. | Open Subtitles | ثبتنا رأسه على حمار ليحمله عائداً إلى القرية |
| Koşarken yanından geçtiğim bir adam $50'a eşeğe bindiriyordu. | Open Subtitles | لقد مررت برجل وانا أهرول يقدم عرض لركوب حمار بخمسين دولار |
| Bir at eşeğe binip melez yapabilir. Melezleri severim. | Open Subtitles | يُمكن للفحل أن يعاشر حمار ويصبح النسل بغل |
| Üzerinde eşeğe binmiş bir adam var. | Open Subtitles | هناك رجل يمتطى حماراً عليه. |
| Ding, sence de Bella gülümsediğinde eşeğe benzemiyor mu? | Open Subtitles | دينغ.. ألا تعتقد بأن بيلا تبدو مثل قردٍ عندما تبتسم؟ |
| Etrafta silahıyla koşan daha fazla... yozlaşmış eşeğe ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | نحن لَسنا بِحاجةٍ إلى كثير من الحمير المنحطّة يظهرون ويركضون مع الأسلحةِ |