| Ve ben- eşimi ve çocuklarımı gömerken, onların yüzlerini görüyordum. | Open Subtitles | وعندما كنت وعندما دفنت زوجتي واولادي انا كنت ارى وجوههم. |
| Meslektaşlarınız çok uzun sürmez diyince ben de dükkânla ilgilenmesi için eşimi çağırdım. | Open Subtitles | زملاؤك أخبروني أنها سوف تأخذ دقائق قليلة زوجتي تهتم بمحلنا في نفس الوقت |
| Teğmen bir yıl önce, eve geldim ve eşimi bıçaklanmış buldum. | Open Subtitles | ملازم أول قبل عام ، عدت إلى البيت لأجد زوجتي مطعونة |
| eşimi yalnız yakalayan adam bunu ölmekten fazlasıyla ödeyecek. | Open Subtitles | الرجل الذي أمسك بزوجتي, وهي وحدها سيدفع الثمن, ليس بالموت فقط, سيصلي |
| Ne seninle ne de eşimi öldüren insanlarla barış yapmayacağım. | Open Subtitles | لن أعقد سلاماً مع الأشخاص الذين قتلوا زوجي أو معكِ |
| eşimi nasıl paramparça yaptığını düşündükçe, benim de içim parçalanıyor. | Open Subtitles | إن هذا يقطعنى فكرة أنك فجرت زوجتى ومزقتها إلى قطع |
| eşimi öldüren kişiyi bulmak için elimden ne geliyorsa yaparım. | Open Subtitles | سأفعل كل ما بوسعي للعثور على الأشخاص الذين قتلوا زوجتي |
| Çünkü belirtmeliyim ki, eşimi benden %20 daha havalı ve ilgili olan kopyama kaptırmak üzere olmam zaten yeterince kötü bir şey. | Open Subtitles | لاني يجب ان اقول ان ذلك سئ كفاية انني اخسر زوجتي لصورة طبق الاصل مني والذي يكون بنسبة 20 بالمئة الطف مني |
| eşimi gayet iyi tanıyorum ve o bunları yapacak biri değil. | Open Subtitles | أنا أعرف زوجتي تماماً فهي لن تفعل أياً من هذه الأمور |
| eşimi, bir kartpostal destesini yarım milyon sırdan oluşan piramidin üstüne yerleştirmeye çalışırken görüyorsunuz. | TED | يمكنكم أن تروا زوجتي تكافح من أجل تكويم لبنة من البطاقات البريدية على هرم من أكثر من نصف مليون سر. |
| Bu olay üzerine, eşimi bir şeyi bu şekilde taşırken gördüm. | TED | في احدى المرات وجدت زوجتي تحمل شيئا كهذا |
| Taze eşimi, ona bir paket hijyenik ped sunarak etkilemeye çalıştım. | TED | حاولت اثارة اعجاب زوجتي الجديده بأن اقدم لها علبه من الفوط الصحيه |
| Ve içlerinden biri bana eşimi, Catherine'i sordu o da benimle birlikte gelmiş miydi ya da öyle bir şey. | TED | و سألني أحدهم عن حال كاثرين, زوجتي, هل طارت معك أو شيء من هذا القبيل؟ |
| Çoğu zaman gri ve siyah giymemin sebebi budur, ve kıyafet seçmek için eşimi de yanımda götürmek zorundayım. | TED | لذلك فأنا أرتدي اللونين الرمادي و الأسود معظم الوقت، وعليَّ اصطحاب زوجتي معي لاختيار الملابس. |
| dedi eşimi çok sevdiği için bana bu daveti yaptı | TED | لقد طلب مني ذلك لانه معجبٌ بأنشطة زوجتي |
| Krizden hemen sonra eşimi ve çocuğumu kaybettim. | Open Subtitles | ترى، بعد وقت قصير من الحادث، فقدت زوجتي وطفلتي. |
| Malezya polisine eşimi tutuklamalarını söylenmeseydi şimdi size borçlu olmazdım. | Open Subtitles | و لكن لقد أوشى بنا شخص ما الشرطه الماليزيه لقد قامو بإعتقال زوجتي |
| Malımızı çaldı Julie'yi kaçırdı eşimi vurdu. | Open Subtitles | لقد سرقناوخطف جولي و اطلق النار على زوجتي |
| Bir söyleşi programına çıkıp eşimi ve çocuklarımı küçük düşürüp, kötüledin. | Open Subtitles | تذهبي الي برنامج حواري إذلال وتشهير بزوجتي والأطفال |
| Müfettiş bey sizi temin ederim o, benim eski eşimi tanımazdı bile. | Open Subtitles | لا أعرف ما هو السبب الذي يجعله لا يعرف حتى من يكون زوجي السابق |
| Geceyarısı yatak odamıza girdiklerinde, eşimi ısırmayı tercih ediyorlar. | TED | عندما تطير داخل غرف نومنا بالليل، فإنها تفضل أن تلدغ زوجتى. |
| Eve gitmek istiyorum. eşimi aramak istiyorum. | Open Subtitles | لا، أريدة العودة إلى منزلي، والاتصال بزوجي. |
| Tek ve gerçek aşkımı ve şimdiki eşimi almama tecavüz mü diyorsunuz lordum? | Open Subtitles | تسميه اغتصابًا يا مولاي أن أضع يدي على خطيبتي التي أحبها، وزوجتي الآن؟ |
| Haytım boyunca ruh eşimi arayıp durdum. Komikmiş. | Open Subtitles | امضيت طوال حياتى ابحث عن رفيقة روحى هذا مضحك |
| eşimi sadece bir kaç aydır tanıyordum. | Open Subtitles | عَرفت زوجتَي فقط لشهرين قَبلَ زواجنَا، اذاً هذة القصة الخلفية. |
| - Şerif, sakıncası yoksa eşimi kahvaltıya götürebilir miyim? | Open Subtitles | شريف، هل تمانع لو اصطحبت زوجتيّ للفطور ؟ |
| Bana eşimi hatırlatıyor. Tanıştığımızda o kadar gençti ki. | Open Subtitles | انها تذكرنى بزوجتى كانت هكذا صغيره عندما تقابلنا |