| Kısmi parça kusursuz eşleşti. Şimde suç mahallindeki yerini belirlemeliyiz. | Open Subtitles | غطاء جزئي,تطابق تام الأن يجب علينا فقط وضعه في مسرح الجريمة |
| Grayson, bir sene önce internet'ten bir sürü bıçak almış, ki bunlar katilin silahıyla eşleşti. | Open Subtitles | غريسون اشترى مجموعة سكاكين على الإنترنت منذ سنة تطابق سلاح الجريمة |
| İki gün önce Memphis'te öldürülen bir adamdan çıkarılan mermi ile eşleşti. | Open Subtitles | وحصلت على مطابقة لرصاصة سحبت من رجل قتل في ممفيس قبل يومين |
| Kurbanlarda bulunan sperm, DNA'sı ile eşleşti. | Open Subtitles | الحمض النووي يطابق المني الذي وجد في كلا من الضحيتين |
| DNA'sı Kayıp Bürosu'ndaki DNA'lardan biriyle eşleşti. | Open Subtitles | حمضه النووي طابق . الدليل الامريكي للأشخاص المفقودين |
| Odasındaki tırnak cilası da kurbanın kollarındaki yaralarda bulduğumuz cila ile eşleşti. | Open Subtitles | و طلاء الأظافر من غرفتها أيضاً مطابق لطلاء الأظافر الذي وجدناه نتيجة لأثار الخدش على ذراع الضحية |
| Olay Yeri İnceleme Ekibi gelsin. Her şeyi incelesinler. - Su eşleşti. | Open Subtitles | أحضر وحدة بحث مسرح الجريمة الى هنا و أطلب منهم تحليل كل شيء المياه متطابقة حسناً ، هذا هو مكان الجريمة |
| Cesetlerdeki izler, buradaki pek çok aletle eşleşti. | Open Subtitles | العلامات على الجثث تتطابق مع الكثير من ادواته |
| Araçta bulduğumuz salya ile eşleşti. | Open Subtitles | تطابق اللعاب الذي وجدناه على صندوق سيارتك |
| İstediğin şu parmak izi Miguel Dominguez adıyla eşleşti. | Open Subtitles | ذلك الشيء الذي سألت عنه تطابق مع شخص اسمه ميغل دومنغيز. |
| Hasar, bükme-uzatma boyun incinmesi ivmesiyle eşleşti. - Omurga incinmesi. | Open Subtitles | الإصابات تطابق إصابات الإنثناء والبسط السريع للرقبة |
| Bu garip. Yüzler eşleşti, ama isim yok. | Open Subtitles | هذا غريب حصلت على تطابق للوجه ولكن بدون إسم |
| Pekala, Danny'nin, Stan Ridgeway'in makyaj boyasından aldığı parmak izi örneği, veri tabanında biriyle eşleşti. | Open Subtitles | وهل فعلنا ذلك.. ؟ البحث في البيانات حصلنا على مطابقة |
| Kurbanın vücudundaki bütün yaralarla eşleşti. | Open Subtitles | لقد كانت الجروح مطابقة لطرف السكين المكسورة |
| Şırıngadaki DNA, kurbanınkiyle eşleşti. | Open Subtitles | يا. الحمض النووي على حقنة بالتأكيد يطابق مركز فيينا الدولي. |
| Tamam ilk nottaki DNA, spermlerle eşleşti. | Open Subtitles | ...حسناً الحمض النووي من على الملاحظة الأولى طابق المني |
| Veri tabanında kimseyle eşleşti mi? | Open Subtitles | انقلب ليكون أنثوي هل حصلت على شيء مطابق في سجل الأحوال المدنية لأصحاب السواق ؟ |
| Sayılar televizyondakiyle eşleşti. | Open Subtitles | الأرقام متطابقة مع الأرقام التي بالتلفاز. |
| Kurbanın ciğerlerindeki su yosunu ile alandaki su yosunu eşleşti mi? | Open Subtitles | الطحالب في رئتي الضحية تتطابق معك الطحالب في الموقع ؟ |
| İşaret parmağındaki kısmi iz interpol veritabanıyla eşleşti. | Open Subtitles | البصمة الجزئية على السبابة تطابقت مع بيانات الانتربول |
| El yazısı analizi yaptırdım ve sonuçlar tam olarak eşleşti. | Open Subtitles | لقد قمت بتحليل لخط الكتابة وهو متطابق تماماً |
| Yarının Çadırı'ndaki eski New York haritasıyla bire bir eşleşti | Open Subtitles | بالتأكيد يتطابق مع الخريطة القديمة لنيويورك في خيمة الغد |
| Arabanda cam kırıkları bulduk. Kilisedeki kırık camla eşleşti. | Open Subtitles | وجدنا أجزاء زجاج مُعشق في سيّارتك، وإنّه يُطابق الزجاج المكسور في الكنيسة. |
| Sağdaki parmak izi. Bilgi bankamızla eşleşti. | Open Subtitles | والبصمة على اليمين طابقت واحدة من قاعدة بياناتنا |
| Ve yazılımdaki parmak izleri, Hackathon'un son kazananı ile eşleşti. | Open Subtitles | وبصمات الأصابع من هذه البرمجيات تُطابق بيانات شخص فائز بمسابقة الإختراق الإلكترونية مؤخراً |
| Adam seri tecavüzcü. DNA'sı o zaman benden alınanla eşleşti. | Open Subtitles | ارتكب عدة جرائم اغتصاب وتطابق فحص الحمض الوراثي لاغتصابي معه |
| Ella'nın boğulmasından sonra boynunda bulduğumuz tüylerle birebir eşleşti. | Open Subtitles | إنّه مُطابق تماماً للشعر الذي وُجدَ على رقبة (إيلا) بعدما خُنقت. |