| İnsanların eşyalarına dokunarak imgelemler görüyorsun, ha? | Open Subtitles | إذاً، لتحصل على الرؤى بحق عليك لمس أغراض الناس، أليس كذلك؟ |
| Tüm şahsi eşyalarına el koydurtacağım. | Open Subtitles | سأخبر الممرضين أن يصادروا كل أغراضك الشخصية |
| eşyalarına almaya arkadaşlarının yanına bile uğramamış heyecandan. | Open Subtitles | وانه لم يذهب حتى لزيارة عائلته ليأخذ أغراضه. |
| - Başka biri olmalı... - Neden senin eşyalarına hiç dokunmamışlar? | Open Subtitles | .. ـ أحداً ما هو من فعل ذلك ـ و لما لم يلمس أشياءك ؟ |
| eşyalarına dokunma şeklin. Sanki çok değerliymişler gibi. | Open Subtitles | الطريقة التي تلمس بها أشيائك كما لو كانت ثمينة |
| Cesetlerine ya da eşyalarına dokunmayız çünkü ruhları onlara sarılı kalır. | Open Subtitles | لا نلمس حتّى جثثهم أو ممتلكاتهم لأنّ روحهم تبقى عالقةً فيها |
| eşyalarına dokunulmasından hiç ama hiç hoşlanmıyor. | Open Subtitles | فهى لا تحب أن يلمس الآخرين أشيائها |
| Bu bey, dedenin bazı eşyalarına değer biçecek. | Open Subtitles | هذا السيد سوف يقيم بعضا من اغراض جدك جدتي؟ |
| Şu an burada bir sürü eşcinsel eşyalarına bakıyorum Vatansever Bir. | Open Subtitles | أنا أنظر إلى الكثير أغراض الشواذ أيها العميل واحد. |
| - "Gordon'un eşyalarına dokunma" de. | Open Subtitles | حسناً كرر من بعدي " لا تلمس أغراض غوردن " ؟ |
| Her zaman başkalarının eşyalarına burnunuzu sokar mısınız? | Open Subtitles | دائماً تتجسس على أغراض الآخرين ؟ |
| Bu kişiler geldi ve bütün eşyalarına bakıyorlar! | Open Subtitles | هؤلاء الأشخاص أتوا إلى هُنا وبدأوا يبحثون في أغراضك |
| Birbirimizin eşyalarına göz kulak olacaktık, böyle demiştik. | Open Subtitles | ـ أنا أراقب أغراضك وأنت تراقب أغراضي ـ ليس بعد الآن |
| Sen buralarda değilken eşyalarına dokunmayalım diye mi? | Open Subtitles | أذلك حتى لا نلمس أغراضك أثناء غيابك؟ |
| Eldiven giysem bile eşyalarına dokunurken garip hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالغرابة للمس أغراضه بالرغم من إرتدائي للقفازات |
| Şahsi eşyalarına göz atıp sana birkaç fotoğraf buldum. | Open Subtitles | نظرت من خلال أغراضه الشخصيه وجلبتُ لكِ بعض ألصور |
| Senin eşyalarına böyle yapıyor muyum? | Open Subtitles | إنها لي هيا، أنا لا أقوم بفتح أشياءك |
| Seni temin ederim, eşyalarına hiç dokunmadık. | Open Subtitles | أؤكّد لك لم نلمس أيّاً من أشيائك |
| Pamuk'un eşyalarına da bakabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكن أن نلقي نظرة على ممتلكاتهم باموك؟ |
| Cemiyet evine gidip odasına girmeli ve eşyalarına bakmalıyım. | Open Subtitles | -يجب أن أذهب إلى منزل المجتمع وأدخل غرفتها وأبحث في أشيائها وسأجد جواباً هناك |
| Baba, adamın eşyalarına neden bakıyorsun? | Open Subtitles | بابا، لماذا تفتش اغراض هذا الرجل؟ |
| Oğlum eşyalarına birilerinin dokunmasından nefret eder. | Open Subtitles | يون يي يكره ان يلمس احد اغراضه |
| eşyalarına dokunduğumuzda nasıl tepki verdiğini biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين كيف يتعامل عندما يلمس أحد ما أشياءه |
| eşyalarına bakmama gerek yok. | Open Subtitles | أنا لست بحاجة إلى أن أتفحص أشيائه |
| Carla Town'un eşyalarına bunu eklemek istiyorum. | Open Subtitles | عِنْدي هذا لاضافته الي حاجيات كارلا تاون |
| - Depo eşyalarına erişimi olamaz ki, tabi eğer... - Evet. | Open Subtitles | لا يمكنه أبداً الوصول لأشياء المستوع إلا إذا - تعم - |
| Eğer babamın eşyalarına musallat olmuş bir hayalet varsa,bu senin işin benim değil. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شبح متعلق بأغراض والدي فهذا بسبب شيء فعلته أنتِ ولست أنا |
| eşyalarına bakıp, neleri alıp götürdüğünü anlayabilirler mi? | Open Subtitles | هل سيكون بإمكانهم البحث في أجهزتك ومعرفة ما أخذته؟ |