| Lütfen bu kararın benim adıma kötü ebeveynlik olmasına izin verme. | Open Subtitles | أرجوكِ لا تجعلي هذا القرار يأتي سلباً على جانبي من التربية |
| Yani aslında, çocuklar savaş öncesi ve sonrasında ilgili ve düzgün ebeveynlik sayesinde en zararsız şekilde bu süreci atlatabilir. | TED | لذا بالفعل يمكن حماية الأطفال من خلال التربية الوالدية الدافئة والآمنة خلال وبعد النزاع. |
| Ben ebeveynlik becerileriniz olduğunu düşünmüştüm kibarca biçimlendirme ve şekillendirme beceriniz. | Open Subtitles | لقد ظننت أنّ، مهاراتك الأبوية قدرتك في أن تظهر بالمظهر اللطيف |
| Müthiş bir ebeveynlik örneği, gerçek bir yılın annesi hikayesi. | Open Subtitles | ,بعضاً من الأبوّة الرائعة الجميلة وشكل فريد من حنوّة الأم |
| Senin gibilerin benim gibilere akıl vermesine bayılıyorum, hele de ebeveynlik konusunda. | Open Subtitles | رباه، إنني أحب أحدهم مثلك ينصح .أحداً مثلي، بالأخص عن تربية الصغار |
| Beni buraya ebeveynlik tavsiyeleri vereyim diye çağırmadın, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ لم تتصل بي من إجل إستشارةٍ أبوية, أليسَ كذلكْـ؟ |
| Buna, normal bir ebeveynlik denmez, öyle değil mi? | Open Subtitles | هذا ليس ما قد يطلق عليه أبوة فطرية أليس كذلك ؟ |
| Senin yaşındaki çocuklara nasıl davranılacağını anlatan bir ebeveynlik kitabı yok. | Open Subtitles | لا يوجد دليل ل أطفال الأبوة والأمومة التي هي ضعف عمرك |
| ebeveynlik yaparken çektikleri zorlukları dinledim, mücadelelerini dinledim, onların yakarışlarını dinledim. | TED | أصغيت إلى تحديات التربية الوالدية التي تواجههم، وأصغيت إلى صعوبات التربية الوالدية لديهم ومن ثم أصغيت لنداء استغاثتهم. |
| Mülteci kamplarındaki doktorlar, çoğunlukla çok meşguller ya da ebeveynlik için yeterli bilgi sahibi olmuyorlar. | TED | وغالبا ما يكون أطباء المخيم في حال تواجدهم، مشغولين جداُ، أو لا يملكون الوقت والمعرفة بأساسيات دعم التربية الوالدية. |
| Bu, gerçekten kötü sonuçlu bir ebeveynlik mücadelesi, ama maalesef, yaygın bir hâlde. | TED | وهذا صراع في التربية الوالدية بنهاية قاسية، ولكن للأسف، هذا أمرٌ مألوف. |
| ebeveynlik ve annelik duygularım daha fazla yapılmasını istiyordu. | TED | شعور الأبوية فيني، إحساس الأم في داخلي كان يريد عمل المزيد. |
| Etçillerde ebeveynlik ve bebek büyütme hakkındaki teorileri yeni bir tartışma başlattı. | Open Subtitles | نظريتها عن العلاقات الأبوية و التغذية لدى آكلى اللحوم قد شكلت مواضيعها للجدال |
| Tek yaptığın her şeye çocuk kilidi takıp, ebeveynlik kitapları okumak. | Open Subtitles | كل ما تفعله هو وضع أقفال الأطفال و قراءة كُتب الأبوّة. |
| hey, teşekkürler maymun adam kutsal diş, ebeveynlik hakkında konuşabiliyorum | Open Subtitles | شكراً أيها الرجل القرد يا إلهي، هكذا تكون الأبوّة |
| Sadece bu aralar belirli bir ebeveynlik tarzı var, çocukları mahveden türden, onların kendileri olma şanslarını engelliyor. | TED | هناك فقط نمط تربية معين في هذه الأيام يفسد الأبناء نوعًا ما، ويعوق فرصهم في التطور ليصبحوا أنفسهم. |
| Bu aralar karşımıza çıkan belirli bir ebeveynlik tarzı var. | TED | هناك نمط تربية معين في هذه الأيام يُعرقل الطريق. |
| Evet,sanırım ebeveynlik kurallarımızı polislere göre koymamalıydık. | Open Subtitles | لم يكن لزاما علينا وضع قوانين أبوية مستمدة من برامج الشرطة |
| Eğitim belgemi değil de diplomamı alacağım, ebeveynlik dersleri alıp kızımı alacağım. | Open Subtitles | سأحصل على شهادتي دون إكمال التعليم العام و أحضر عدة أقسام أبوة و أستعيد صغيرتي الحبيبة |
| Bunları ebeveynlik kurslarında hep kullanırız. | Open Subtitles | نستخدمها في صفوف الأبوة والأمومة في كل وقت. |
| Pekala, tamam ama senin de ebeveynlik müessesesinde kendi problemlerin olduğunu da unutmayalım. | Open Subtitles | رائع, حسناً, ولكن دعينا لا ننسى أنّه كان لديكِ مشاكلكِ في مستشفى الأمومة. |
| Ne güzel, harika. Gerçek bir ebeveynlik örneği, Jack. | Open Subtitles | أليس ذلك عظيما ورائعا أبوّة عظيمة، جاك |
| Geleneksel ebeveynlik pek işe yaramadığında ne yapıyorsunuz? | Open Subtitles | ماذا تفعل عندما الابوة التقليدية فقط لا تأتي بالنتيجة المرجوة ؟ |
| Bir suçlunun ebeveynlik becerilerin hakkında ne düşündüğünü mü umursuyorsun? | Open Subtitles | هل تهتمي بما يظنه مجرم بمهاراتك التربوية ؟ |
| Sana ebeveynlik yapmama yardım ettiği için ona teşekkür etmeliyim. | Open Subtitles | حسنا علي أن أذهب لأشكرها لمساعدتها في تربيتك |
| Sizden tıbbi kayıtlarınızı ve ebeveynlik özelliklerini onaylayan kaynakların listesini bekliyorum. | Open Subtitles | لكنّي بانتظار نسخة من ملفّكم الطبي وقائمة لأشخاص يمكنهم أن يشهدوا بقدرتكم على تربيتها |
| Sanırım, ebeveynlik görevimizi neredeyse tamamlamış bulunuyoruz. | Open Subtitles | وعندما تفكّرين بالأمر، ترين أنّ مهمّتنا بالأبوّة قد شارفت على الانتهاء |
| Bu yeni ebeveynlik teorilerine ben de tamamen inanıyorum diyemem ama bana yanlış yaptığımı söylemesine izin verirsem ne olayım. | Open Subtitles | أتعلم , أنا حتى لست متأكد بأنني أصدق كل نظريات التربيه الأبويه لكن سأكون هالك إن تركتها تخبرني بأنهم على خطأ |