| Yardım edecek biri varsa, o da sensin. | Open Subtitles | إذا كان هناك شخص يمكنه المساعده فإنه أنت |
| Planımızın uygulanmasında çok önem arzeden birini görmeye gidiyorum. Bize özgür olacağımız bir yer yapma konusunda yardım edecek biri. | Open Subtitles | شخص ضروري لتنفيذ الخطة ، شخص يمكنه مساعدتنا ببناء مكان يمكننا أن نكون به أحرار |
| Dr. Grant, burada yapmaya çalıştığım şeyi takdir edecek biri varsa o da... | Open Subtitles | دكتور "جرانت" إذا كان هناك شخص يمكنه تقدير ما أفعله هنا |
| Zaten kolay pes edecek biri de değildir. Gece gündüz takip eder. | Open Subtitles | إنها ليس من النوع الذي ييأس ستقوم بمطاردتك ليلا نهار |
| Reub, kendi başarılarından söz edecek biri değildir... o yüzden bunu onun adına ben yapıyorum. | Open Subtitles | روبن ليس من النوع الذي يتفاخر بنجاحه الخاص لذا سأقوم بذلك من أجله |
| Reub, kendi başarılarından söz edecek biri değildir... o yüzden bunu onun adına ben yapıyorum. | Open Subtitles | روبن ليس من النوع الذي يتفاخر بنجاحه الخاص لذا سأقوم بذلك من أجله |
| Biri var, bize yardım edecek biri. Ama Michael'ı bulmam lazım. | Open Subtitles | لدينا شخص يمكنه مساعدتنا، ولكن عليّ الاتصال بـ(مايكل) |
| Ellerinde yardım edecek biri olduğunu söylüyor. Scofield'a ulaşacağımdan eminim. | Open Subtitles | لديه شخص يمكنه مساعدته في قضيّته، متأكّد أنّه يمكننا استدراج (مايكل) |
| Ateş edecek biri olduğunu düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | أتعتقدين انه من النوع الذي يطلق النار؟ لا أعلم. |
| Çünkü ben arkadaşına ihanet edecek biri değilim. | Open Subtitles | لأني لست من النوع الذي يخون صديقاته هكذا |
| Sen de biliyorsun, ben kadınlarla kadınlarla yatarım ama onları taciz edecek biri değilim, bilirsin. | Open Subtitles | كما تعرف انني رجل انام مع النساء ، ولكن انا رجل انام مع المرأهـ ولكنني لست من النوع الذي يهين المرأهـ، صح ؟ |
| Olayı kabul edip, uzatmayacak yolunu devam edecek biri sanmıştım. | Open Subtitles | إعتقدت أنه من النوع الذي يقبل بالـأمر كما كان. |
| Ben kendini başkası için feda edecek biri değilim. | Open Subtitles | لا أظن ذلك. لست من النوع الذي "يرمي نفسه إلى التهلكة" |