"edemeyeceğim" - Translation from Turkish to Arabic

• لا يُمكنني
• لا يمكننى
• لن أتمكن
• لا يمكنني أن
• لن أستطيع
• بطرق لا

Tırmanamayacağım dağ elde edemeyeceğim kadın yoktu.
لميكنهناكجبل لايمكننيتسلقه ، لا توجد أمرأة لا يُمكنني نيّلها.

İnkâr edemeyeceğim ki sen kendime ait olmasını istediğim bir şeysin.
لا يُمكنني أن أحرمَكَ من شيءٍ، أُريد لنفسي

Kahretsin adamım buna devam edemeyeceğim. Zor yürüyorum.
اللّعنه, لا يمكننى مزاولة هذا الهراء يا رجل يمكننى السير بصعوبه

Bu gemiyi asla tamir edemeyeceğim.
لن أتمكن أبداً من إعادة هذه السفينة كما كانت

Hayal edemeyeceğim veya öngöremeyeceğim yöntemlere başvurabilirler.
ولديهم طرق لا يمكنني أن أتخيلها أو أتوقعها

Yarınki finallerde sana yardım edemeyeceğim demek oluyor.
هذ يعني أنني لن أستطيع مساعدتك في المذاكرة لأمتحان يوم غد

Ona, bu odada bile itiraf edemeyeceğim şekillerde zarar verdim.
آذيته بطرق لا أستطيع حتى الاعتراف بها في هذه الغرفة.

Ceketinin cebinde kalmış. Sadece hayata dönmek istemeyen birini iyileştirmeye çalışmakla kalmadınız bir de tedavi bile edemeyeceğim birine teşhis koymam için beni buraya getirdiniz.
إذاً، أنتِ فقط لم تقومي بإنعاش شخصِ لا يرغب بالإنعاشِ بل أحضرتني لتشخيص مريضاً لا يُمكنني حتى معالجته

Bunu yapmaya devam edemeyeceğim.
لا أستطيع فعل هذا بعد الآن. لا يُمكنني مُشاهدتكِ تقومين بهذا العمل.

Sen düğünüme davet edemeyeceğim tek bir arkadaş edinme işini bana bırak.
دعْ الأمر لي لتكوين الصديقة الوحيدة التي لا يُمكنني دعوتها لزفافي.

Tarif bile edemeyeceğim bir acı çekeceksin.
ستشعر بألم لا يمكننى حتى وصفه عند 8 سنتيمتر مكعب

Gerçekten hayal edemeyeceğim şeyler yapıyorsun.
.. أنت حقا يا امي أنت تفعلين حقا امور لا يمكننى حتى تخيلها

Sevgilim ben bu şekilde devam edemeyeceğim. Yapamayacağım.
حبيبتى ، لا يمكننى الإستمرار هكذا

Sigorta şirketleriyle yaşanan karışıklıklar nedeniyle artık ilaç tedarik edemeyeceğim.
بسبب المشاكل .. مع شركات التأمين .. أننى لن أتمكن من توفير الدواء مرة أخري

Aslında şunu aradan çıkarmadan rahat edemeyeceğim.
اتعرف ماذا؟ لن أتمكن من الاسترخاء حتى أزيل هذا من طريقي

Büyükbabanın eşyalarını toplanmasına yardım edemeyeceğim. Peki.
لا, لن أتمكن من مساعدتك بحزم الجد كالأمتعة

Elde edemeyeceğim şeylerle ilgilenmem ben.
نعم, أنا لا أتعلق بأشياء لا يمكنني أن أمتلكها

- Artık devam edemeyeceğim. - Nasıl kullanacağını öğrenmek istemiyor musun?
. لا يمكنني أن أفعل هذا بعد الآن كيف ستتعلمين القيادة ، هاه ؟

Onların izini takip edemeyeceğim kadar iyi bir rotasyon bilgileri var.
ومن براعتهم أنهم أرسلوها بطريقة لا يمكنني أن أتعقبهم بها

Pekala, sanırım onu traş edemeyeceğim. Başka zaman görüşürüz.
أعتقد أنني لن أستطيع أن أحلق له أراكم في وقت لاحق

Kendin hakkında pek çok şey öğrendin, hayal bile edemeyeceğim sınavlardan geçtin.
لقد وجدت الكثير عن ذاتك وأُختبرت بطرق لا أستطيع أن أتخيلها حتى بالكاد