| Bir katili çizgili takım elbiseyle bisiklet üstünde hayal edemezler. | Open Subtitles | إنهم لا يستطيعون أن يتخيلوا مسلحاً يلبس بدلة على دراجة. |
| Eğer bu kızlar... antrenman yapacak bir yer bulamazlarsa, rekabet edemezler. | Open Subtitles | اذا لم يكن للفتيات مكان يتدربون فيه لا يستطيعون ان ينافسوا. |
| Tecavüz edemezler çünkü cinsel organları yüzlerce kilometre ötede olacak. | Open Subtitles | لا يمكنهم إعتصابك لأن أعضائهم التناسلية على بعد مئات الأميال |
| Bizi takip edemezler. | Open Subtitles | و كنت هناك للتو لا يمكنهم تتبعنا نحن آمنون |
| Almanları orada meşgul edersek, işgal edemezler. | Open Subtitles | الألمان لايمكنهم الغزو إذا نبقيهم مشغولين حيث هم |
| İzinleri iptal edemezler! | Open Subtitles | إنهم لايستطيعون إلغاء التصريح هكذا؟ |
| Ve bazı insanlar, bazı lanet insanlar, kendilerini kontrol edemezler. | Open Subtitles | وبعض الناس, بعض الناس اللعينين لا يستطيعون السيطرة على أنفسهم |
| Kafalarının içinden gelen seslerle, dışından gelenleri ayırt edemezler. | TED | الذين لا يستطيعون التمييز ما إذا كانت الأصوات قادمة من داخل أو من خارج رؤوسهم. |
| Onlar bu haldeyken yardım edemezler. | Open Subtitles | تستمتع بإطلاق النار عليهم مثل الأرانب؛ أليس كذلك؟ لا يستطيعون مساعدة أنفسهم فيما تحولوا له |
| Yoksa dua edemezler. Bunun temiz olmadığı farz edilir. | Open Subtitles | انهم لا يستطيعون الصلاة ما لم يفعلوا لانها تعتبر نجاسة |
| Ben korkmuyorum.Bu adamlar her kimseler, herşeyi kontrol edemezler. | Open Subtitles | أنني لست خائف. من هؤلاء الرجال، انهم لا يستطيعون السيطرة على كل شيء |
| - Bütün herşeyi benden biliyorlar! - Birşey ispat edemezler! | Open Subtitles | يريدون اتهامى بكل الأمر لا يمكنهم اثبات شئ |
| Bizim teknik ve hünerlerimizin seviyesini yakalamayı asla hayal bile edemezler. | Open Subtitles | لا يمكنهم الوصول لمستوى خبراتنا التكتيكي |
| Düşünemez ve hayal edemezler. Çoğu okuma bilmez. | Open Subtitles | لا يمكنهم التفكير أو التخيل معظمهم لا يستطيع التهجىء. |
| Bu tür bir ifşa ile programa devam edemezler. | Open Subtitles | لا يمكنهم استكمال البرنامج وهم مكشوفون هكذا سنأخذ صور القمر الصناعى ونذهب الى الاستوديو وتظهر انت على الهواء |
| Dolayısıyla, askeriyenin bir kolu olarak varsayılan bir yükleniciyi dava edemezler. | Open Subtitles | وبالتالي، بناءً عليه لا يمكنهم مقاضاة شركة متعاقدة مع الجيش لأنها تعد إحدى قواته |
| Bizi kanalda takip edemezler. | Open Subtitles | لايمكنهم ان يتبعونا الى القناة |
| Ayrıca "Game Of Thrones"u iptal edemezler. | Open Subtitles | وهم لايستطيعون بأن يلغوا عرض مسلسل " لعبه العـرش " |
| Langley'nin haberi var ama başınız belaya girerse size yardım edemezler. | Open Subtitles | (لانغلي) تعلم، لكن لا يُمكنهم تقديم المساعدة إن وقعتم في مشكلة |
| Ve onlar kendilerine yardım edemezler çünkü onlar ölü ve olay bu. | Open Subtitles | وهم لا يَستطيعونَ مساعدة أنفسهم... لأنهم جميعا مَوتى... كان هذا ما يحدث |
| Bu aptallar koniyi kontrol edeceklerini sanıyorlar ama edemezler. | Open Subtitles | هؤلاء الحمقى يظنّون أنّهم سيتحكمون في المخروط، لكنّهم لن يستطيعوا ذلك. |
| Tamam, kanaldan geçtim. Artık bana ateş edemezler. | Open Subtitles | حسنا , لقد عبرت النفق لا يستطيعوا اطلاق النار علي |
| Evet, şimdi öyle ama bu insanlar o olmadan kendilerini muhafaza edemezler. | Open Subtitles | أجل هذا الآن, لكن بدونها لن يتمكنوا من فعل أي شيء لأنفسهم |