| Evet, Lex ilgilenir sanmıştım, ama Edge ve Lionel'ın birlikte büyükbabasını öldürmek gibi bir teori kurmaya çalıştığını bilmiyordum. | Open Subtitles | نعم أعتقدت بأن ليكس سيكون مهتم ولكن لم أعتقد بأنه سيطور هذه النظرية بأن إيدج و ليونيل قتلوا اجداده |
| Morgan Edge yeteneklerini biliyor. Kriptonitin seni öldürebileceğini de biliyor. | Open Subtitles | مورغان إيدج إنه يعلم عن قدراتك و يعلم بأن الكربتونيت يستطع قتلك |
| Dedi ki Morgan Edge yüz değiştirme ameliyatı geçirmiş. | Open Subtitles | لقد قال بأن مورغان إيدج قام بجراحة تجملية |
| Edge of Tomorrow'un bir saniyesini bile kaçırmamak için marangozluk kursundan aceleyle çıkardım. | Open Subtitles | كنت أنهي عملي بسرعة حتى لا أفوت ثانية من حافة الغد |
| Russel Edge'in eski eşinin verdiği şirket kayıtlarına baktım. | Open Subtitles | ذهبت من خلال الأعمال رسل الحافة ليسجل زوجته السابقة سلمت. |
| Yani Morgan Edge hala hayatta ve yüz ameliyatı geçirdi. | Open Subtitles | إذن مورغان إيدج ما زال حياً وقام بجراحة تجملية |
| Morgan Edge'i bulup deli olmadığımı kanıtlamaya. | Open Subtitles | لإيجاد مورغان إيدج و إثبات بأني لست مجنون |
| Eğer dünya benim deli olduğuma inanırsa hiç kimse babam ve Morgan Edge hakkında bir şey öğrenemez! | Open Subtitles | إذا العالم أعتقد بأني مجنون لا أحد سوف يصدق ما أكتشفته عن أبي و مورغان إيدج |
| Sen ve Morgan Edge'in büyükbabamları öldürtmeniz ve dünyaya benim deli olduğumu düşünmeleri için bana ilaç vermeniz hakkında. | Open Subtitles | نحن سوف نحظى بدردشة الأب والأبن اللطيفة حسناً أجلس عن كيفية قتلك اجدادي أنت و مورغان إيدج |
| Lex, bundan sorumlu olan kişi Morgan Edge. | Open Subtitles | ليكس الشخص المسؤول عن هذا هو مورغان إيدج |
| Sana bir şans verdim Edge, ama gerçekten berbat ettin. | Open Subtitles | لقد أعطيتك فرصة إيدج ولكن أنت حقاً أفسدت الأمر |
| Morgan Edge adındaki bir mafya babasını pis işlerini yapması için tuttu. | Open Subtitles | لقد استعان بملك الجريمة مورغن إيدج ليقوم بالأعمال الممنوعة |
| Edge'in itirafını teybe almıştın, ama sevgili baban yok ettirdi. | Open Subtitles | كنت أنت قد حصلت على اعتراف إيدج مصوراً و لكن أباك العزيز دمره |
| Dostun Dirk babamın elemanıymış. Edge City sahnelenmiş bir oyunmuş. | Open Subtitles | كان صديقك (ديرك) يتقاضى أجراً من أبي ومدينة (إيدج) تمويهاً |
| -Ya o olacaktı ya da Morgan Edge. -Morgan Edge. | Open Subtitles | أما أن يكون هو أو مورغان إيدج - مورغان إيدج - |
| -Morgan Edge'in hala hayatta olduğunu söyledi. -Morgan Edge mi? | Open Subtitles | لقد قال بأن مورغان إيدج على قيد الحياة - مورغان إيدج - |
| Ailemin apartmanının sahibi olan mafya babası sigorta parası için Edge'i binayı patlatması için tuttu. | Open Subtitles | أستأجر إيدج لتفجيره من أجل مال التأمين |
| Eğer kanala karşı ayakta dursaydın Edge of Tomorrow iptal edilmeyecekti. | Open Subtitles | إذا كنت قد وقفت إلى الشبكة، لن ألغيت حافة غدا . |
| Onlar da ekstrem ama biraz da Straight Edge gibi. | Open Subtitles | هم مثل المتشددين ولكنهم كما تريد، على التوالى على حافة. ما هو مستقيم الحافة؟ |
| Straight Edge'e gireceğini sanıyordum, bu yeni düz kesim saçla, değil mi? | Open Subtitles | اعتقدت أنك تسير كامل خنزير على التوالى على حافة مع قصة شعر جديدة وقبل كل شيء، أليس كذلك؟ |
| Teddy'nin ağabeyi Straight Edge grubunda çok popüler. - Öyle mi? | Open Subtitles | شقيقه تيدي هو في الحقيقة شعبية مستقيم الفرقة الحافة. |
| Pekala, biliyorsun, ben kendimi Straight Edge yaşamına adadım ama ben ayrıca sıradan adamlar gibi kanlı canlıyım. | Open Subtitles | أوه، حسنا، أنت تعرف، أنا ملتزم إلى مستقيم الحياة الحافة ولكن أنا أيضا تماما كما الحمراء بدم والرجل المقبل. |