| Ya da seni ben götürebilirim. ehliyetimi geçen hafta aldım. | Open Subtitles | أو يمكن أن أوصلك أنا حصلت على رخصتي الإسبوع الماضي |
| ehliyetimi almak için tek şansım ve o ehliyeti alacağım tamam mı? | Open Subtitles | لا, لا هذه فرصتي الوحيدة لأحصل على رخصتي و أنا سأحصل عليها |
| Kubbenin havadan fotoğraflarını çekmek için dört yol önce aldım ehliyetimi, sağlamlık takibi. | Open Subtitles | حصلت على رخصتي منذ 4 سنوات لأخذ صورا جوية للقبة ، لتتبع إستقرارها |
| Tamam, paramı, güneş kremimi ve tamponumu alabilirsiniz, ...ama ehliyetimi bırakın. | Open Subtitles | حسناً، بوسعك أن تأخذ نقودي، المبيض والمناديل لكن أترك رخصة قيادتي. |
| Hayır. ehliyetimi alır almaz işi bırakacağım. | Open Subtitles | لا ولكن بمجرد ان احصل على رخصة القيادة ساستقيل |
| İyi şoförüm. ehliyetimi neden iptal ettiler ki? | Open Subtitles | انا مثل السائق العظيم,كان شيئا غير مفهوم سحبهم رخصتي |
| Eğer suçu üstlenirsem, ehliyetimi aldığımda bana üstü açık araba alacak. | Open Subtitles | إذا أخذت اللوم فإنه سيشتري لي سيارة مكشوفة عندما أحصل على رخصتي |
| Sizin şerif dediğiniz çizgi film karakteri alkol yüzünden ehliyetimi iptal etti... ..ve yazı işleri müdürüm kafamı koparmak için fırsat kolluyor. | Open Subtitles | و هذا الذي تسمونه مدير الشرطه لقد قام بمصادرت رخصتي على دي يو إل و مديري لقاء هذا قام بالصراخ علي |
| Pis pis sırıttı ve ehliyetimi alırken eldiven taktı. | Open Subtitles | و كان متقززاً و ارتدى قفازات عندما كان يأخذ رخصتي |
| Ya ehliyetimi seçecektim ya hikayemi. Ya özgürlüğümü ya da doğruları. | Open Subtitles | كان رخصتي أو السبق الصحفي حريتي أو الحقيقه |
| Tamam, bakın. ehliyetimi kaptırmayı göze alamam. | Open Subtitles | الموافقة، نظرة، أنا، أنا لا يُمكنُ أَنْ آخذَ رخصتي علّقتْ. |
| Keşke bende bunu düşünebilseydim. Yeni ehliyetimi bir ay önce aldım. | Open Subtitles | أتمنى لو أنني فكرت بذلك أنا حصلت على رخصتي الجديدة قبل شهر |
| Uzun lafın kısası, mahkemeye gitmeyince, ehliyetimi bir süreliğine iptal etmişler. | Open Subtitles | قصة طويلة اختصارها لأنني لم أحضر أوقفوا رخصتي |
| Neredeyse ehliyetimi iptal ediyorlardı. biliyor musun? | Open Subtitles | اتعلمين انهم كانوا على وشك الحجز على رخصتي القيادة؟ |
| Dediğim gibi, ehliyetimi kaybettim. Son günlerde çok sorun yaşadım. | Open Subtitles | مثلما قلت لقد فقدت رخصة قيادتي و قد مررت بالكثير من المشاكل مؤخراً |
| Bir keresinde geçici olarak ehliyetimi iptal ettirmiştim. | Open Subtitles | أذكر أنهم أوقفوا رخصة قيادتي من قبل |
| Kafayı mı yedin sen? ehliyetimi de kendi ellerimle teslim edeyim bari! | Open Subtitles | قد أتعرض بسبب ذلك لفقدان رخصة قيادتي |
| Tam ehliyetimi aldığım gün Sen arabayı kaybediyorsun. | Open Subtitles | أنا حصلت أخيرا على رخصة القيادة وانتي تخسرين السيارة لآلة بوكر |
| ehliyetimi geçen hafta aldım. | Open Subtitles | لقد استلمت رخصة القيادة في الأسبوع الماضي |
| O da bunu ister. Kendim giderdim ama ehliyetimi kaptırdım. | Open Subtitles | كنت أود الذهاب إلى هناك بمفردي، لكنهم أخذوا الرخصة مني. |
| ehliyetimi aldıktan sonra, neredeyse her günüm burada geçti. | Open Subtitles | بعد ان حصلت على رخصة السواقه لم استطع ترك هذا المكان |
| En iyisi ehliyetimi yenileteyim bir ara. | Open Subtitles | لقد حصلت للحصول على ترخيص بلدي جدد. |
| Beni kaçıran adresimizi biliyor. ehliyetimi çalmış ve nerede yaşadığımızı biliyor. | Open Subtitles | قد يراقبوا المنزل لقد عرفوا عنواني من رخصة القياده |
| Benim ehliyetimi aldı. Nerede yaşadığımızı biliyor. | Open Subtitles | أخذ رخصة قيادتى, يعلم الآن أين أعيش |