| Hepimiz parasıyla aptalca şeyler yapan maddiyatçı barbarlardan... ekonominin intikam almasını hissediyoruz. | Open Subtitles | جميعنا نشعر بانتقام الاقتصاد بسبب كفار المادية. الذين فعلوا أشاء غبية بأموالهم. |
| Biz mantıklı bir şekilde hiper-tüketim üzerine kurulmuş bir ekonominin bir saadet zinciri olduğunu biliyoruz; kağıttan bir ev. | TED | نحن الان نعرف عقليا ان الاقتصاد المبني علي الاستهلاك المفرط هو مخطط بونزي، بل أوهن من بيت العنكبوت. |
| Ve ben sizi orada bırakmak istiyorum, bu ekonominin küresel gelişim için muazzam bir güç olduğunu, ve bunu bu şekilde düşünmemiz gerektiğini söylüyorum. | TED | ولذلك فإني فقط أريد أن أترككم هناك، وأقول أن هذا الاقتصاد هو قوة هائلة للتنمية عالمية وعلينا أن نفكر به بتلك الطريقة |
| Ben de ekonominin aynı yılda Irak'taki savaş için ne kadar para harcadığına baktım. | TED | وكنت حائراً ماذا كان يدفع الإقتصاد لحرب العراق في نفس العام. |
| Aracılar, milyarlarca insanı küresel ekonominin dışında bırakıyor. Mesela, banka hesabı açacak kadar paraya sahip olmayan kişiler. | TED | فقد استثنوا مليارات الأشخاص من الإقتصاد العالمي، على سبيل المثال، من ليس بحوزتهم المال الكافي ليحصلوا على حساب بنكي. |
| Para yapabilmemiz için ekonominin iyi olması lazım. | Open Subtitles | الأقتصاد يجب أن يكون جيدا لنا لنجني مال حقيقي |
| Orada gösterilen başarılar, bütün ekonominin pazar modeline taşınması adına bir fikir birliğine sebep oldu. | TED | البرهنة على وجود نجاحات أدت إلى توافق في الآراء بشأن خطوة نحو نموذج السوق بالنسبة للاقتصاد بأكمله. |
| Piyasalar son 20 yıl içinde tanınmayacak kadar değişti. ama sadece ekonominin en üstünde bulunan organizasyonlar. | TED | لقد تغيرت الأسواق بشكل جذري في السنوات 20 الأخيرة، ولكن فقط للمنظمات المهيمنة على الاقتصاد. |
| Son 20 yılda piyasalar açısından ekonominin tabanında ne kazandık? | TED | ما الذي ربحناه نحن في الجزء السفلي من الاقتصاد فيما يتعلق بالأسواق في السنوات ال 20 الماضية؟ |
| 2009'daki son değerlendirmemizde, 74 okul sistemini ölçtük ki hep birlikte bunlar ekonominin yüzde 87'sini kapsıyor. | TED | خلال أخر تقييم لنا سنة 2009، قيمنا 74 نظام مدرسي تمثل مَعاً 87 بالمائة من الاقتصاد. |
| Fikir şu ki, dijital ekonominin yapıtaşları bağlantı ve girişimciliktir. | TED | والفكرة هنا هو أن لبنات بناء الاقتصاد القومي هما الاتصال وريادة الأعمال. |
| Tam da bu noktada ekonomik anlamda sağduyunuzu küresel politik ekonominin kurallarını kendi lehinize manipüle etmek çok cazip görünür. | TED | يصبح الأمر مغرياً في تلك المرحلة لاستخدام معرفتك الاقتصادية للتلاعب في قواعد الاقتصاد السياسي العالمي لمصلحتك. |
| İşte sağ elin yardım yaparken sol elin düzenlemeler ile bu ekonominin can damarını kesmesine bir örnek daha. | TED | ومع ذلك، هذا مثال عن توفير المساعدات باليد اليمنى وقطع شريان الحياة باليد اليسرى عن ذلك الاقتصاد عبر فرض القوانين |
| Bugün küresel ekonominin en önemli aktörleri şirketler ve kuruluşlardır. | TED | فأكثر العوامل أهمية في بناء الاقتصاد العالمي اليوم هي الشركات العملاقة. |
| Botswana'daki çalışmamız basit bir yatırımla, çocukların yaşamı boyunca, ekonominin 1,3 milyar dolar kazanabileceğini gösterdi. | TED | أظهر عملنا في بوتسوانا بأبسط استثمار يجني الاقتصاد 1.3 بليون دولار. على مدى عمر الأطفال. |
| Amerika ekonomisinin, herhangi bir ekonominin büyümesi, yenilikçi olabilmesi için nüfusun yarısını göz ardı edemeyiz. | TED | في سبيل أن يكون الاقتصاد الأمريكي، أي اقتصاد ناميا، ولكي نبدع حقا، لا يمكننا تجاوز نصف سكاننا. |
| Modern ekonominin en temelinde gerçekleşmekte olan çok esaslı bir değişimden bahsedeceğim. | TED | سأتحدث عن تغييرات أساسية تجري حالياً في جسم نسيج الإقتصاد الحديث. |
| Hammadeler binlerce yıl süren tarımsal ekonominin dayanağıydı. | TED | كانت السلع هي أساس الإقتصاد الزراعي الذي أنتهى قبل آلاف السنين. |
| İyi tarafı, bana göre, aynı zamanda davranışçı ekonominin ilginç ve heyecan verici olmasının da nedeni. | TED | الجانب المضيء هو، كما أعتقد، نوع من الأسباب أن علم الإقتصاد السلوكي مثير وممتع. |
| ekonominin hâlini biliyorsun. | Open Subtitles | اجل, اجل, لدي حانة كما تعلم,بسبب الأقتصاد |
| Hiç başlatma ekonominin hâlinden. | Open Subtitles | لا تجلعني أبدأ أتكلم عن الحالة الإقتصادية الحالية؟ |
| Ancak alışverişin ötesindeki bu bağlantı, paylaşımlı ekonominin tam olarak amaçladığı şey. | TED | ولكن هذا التواصل ما بعد الصفقة هو بالتحديد هدف التشارك الاقتصادي. |