| Hey Joey! Geçen gün sana el sallayan kız o değil mi? | Open Subtitles | اليست هذه الفتاة التي تلوح لك؟ |
| Geri zekalı akademisindeki hep el sallayan kız. | Open Subtitles | -أنها من أكاديمية المعوقين -انها تلوح دائما |
| Bize el sallayan şu kız kim? | Open Subtitles | من هذه الفتاة اللتي تلوح لنا |
| Aşağıdan ona el sallayan birilerini gördü. | Open Subtitles | رأت أن هناك شخص ما بالأسفل يلوح لها. |
| Bazılarımız, özellikle bir LCD ekran, el sallayan, işaret eden bir kurbağanın olduğu küçük bir televizyonla denedik ve özellikle erkeklerden bazı tepkiler aldık. | Open Subtitles | البعض منا راقب بشكل محدّد فى شاشه أل سى دى ثم وضعنا تليفزيون صغير يعرض ضفدع يلوح بيديه بإشارات مقطوع منها عدد من ردود الأفعال وبشكل محدّد من الـذكور |
| Toplandık. Mesela, şuradaki el sallayan Stuart amca. | Open Subtitles | لم الشمل.بالطبع على سبيل المثال هذا هو العم (ستيوارت) يلوح لنا |
| Araba bagajından el sallayan bir kurbanım var. | Open Subtitles | لدي "بي أر" تلوح بذراعها من داخل صندوق |
| Pembe torbanın görüntülerinin ve çekimi durdurmak için kameramana el sallayan sizin görüntülerinizin duruşmadan önce Lacey Stubbs'ın avukatına verilen kasette olmadığını öğrenmeniz bir sürpriz mi oldu? | Open Subtitles | هل سوف يُفاجئك رؤية لقطة الكيس الورديّ و لقطة التي تلوح لحامل الكاميرا.. لكي يقف تصوير ظهورك على الشريط الذي أعطيته لمحامي (ليسي) قبل المحاكمة؟ |
| - Şu sana el sallayan, Chris Bosh muydu? | Open Subtitles | هل هذا كريس بوش يلوح إليك؟ |
| Sonra bana el sallayan bir adam vardı. | Open Subtitles | وكان هُنا رجلٌ يلوح بيده إليّ |
| Bana el sallayan kimse de yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هنالك أيّ أحد يلوح لي |