| Bak, sanırım Elbiselerini çamaşırhaneye göndersem iyi olur. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل أن أرسل ملابسك إلى المغسلة |
| Bildiğimiz... Teleskopla, bir heves... Sana Elbiselerini çıkarmamanı söylemiştim. | Open Subtitles | ماذا يمكننا ان نعرف.. لقد اخبرتك ان تبقى ملابسك عليك |
| Partilere akmış sonra da parti Elbiselerini babası bulamasın diye yazlık eve saklamıştır. | Open Subtitles | وتزور النوادي الليلية وبدأ حفلة ملابسها في منزل الشاطئ لكي لا يجدها والدها |
| Altta da İsa'nın Elbiselerini kimin kazanacağını belirlemek için zar atan askerler. | Open Subtitles | و في الأسفل مسرحية الجنود ملابس السيد المسيح يلعب بها برمي النرد |
| Ben ağlıyordum, Elbiselerini parçalara ayırıyordum. Bütün gün yataktan çıkmıyordum. Sende tam yanımdaydın. | Open Subtitles | كنت أبكي، و كنت أمزق ملابسه و لم أستطع مغادرة الفراش طوال الوقت |
| Bu çok saçma. Elbiselerini giyerken almış olabilir hayatım. | Open Subtitles | ربّما فعلها بينما كنتِ ترتدين ملابسكِ يا عزيزتي. |
| Belki de yeni Elbiselerini evde giyiyorlardır. | Open Subtitles | ربما يدخرون ملابسهم الجديدة ليرتدوها فى المنزل. |
| Elbiselerini ne kadar hızlı çıkarabilirsin? | Open Subtitles | ما هى السرعة التى يمكنك بها أن تخلع ملابسك ؟ |
| Elbiselerini komşuların salıncağına fırlatmaktan çok daha ilginç oldu. | Open Subtitles | هو إهتمام أكثر بكثير من فقط يراوغ ملابسك ويزيل عظم بعيدا على مجموعة تحول جار. |
| Aksi halde, Elbiselerini giymeye kalmadan bu silah kafanda patlar. | Open Subtitles | لانك إذا لم تفعل هذا الندقية ستفجر دماغك السميك قبل أن ترتدي ملابسك |
| Yukarı odana çık ve Elbiselerini değiştir. Soframda paçoz bir çocuk istemiyorum. | Open Subtitles | إذهب فوق لغُرفتك ، وغيّر ملابسك ، أنا لا أريدُ ولد أشعث على طاولتي |
| Elbiselerini istediğin ısıda yıkayabilirsin... ve renkler birbirine karışmaz. | Open Subtitles | يمكنك ان تغسل ملابسك فى اى درجة حرارة والالوان لن تختلط ببعضها. |
| Sabah kalkacağım, senin Elbiselerini giyip işe gideceğim! | Open Subtitles | سأنهض في الصباح , أرتدي ملابسك وأذهب الى العمل |
| Ne Elbiselerini aldı, ne de cüzdanını. | Open Subtitles | هي لَمْ تَأْخذْ أيّ مِنْ ملابسها أَو حتى محفظتها. |
| Onun Elbiselerini ve şu mumları bulan sensin. | Open Subtitles | كنتِ أنتِ التى وجدتى ملابسها على تلك الشموع |
| Bedenlerimiz aynı olduğundan dolayı birbirimizin Elbiselerini ödünç alabiliyoruz. | Open Subtitles | ' نحن كنا نفس الحجم ' لذا نحن يمكن أن نستعير ملابس بعضهم البعض، يمزجه. |
| Siz kızlar babanızın eski Elbiselerini mi satıyorsunuz? | Open Subtitles | يا بنات أنتُنَّ تَبِعنَ لأبيكُم ملابس قديمة ؟ |
| Ortağının Elbiselerini ödünç almama bir şey demeyeceğine emin misin? | Open Subtitles | هل أنتِ متأكدة أن شريكك لا يمانع بشأن إستعارة ملابسه |
| Sakın yanlış anlama, Susan. Elbiselerini yırtmamak için kendimi zor tutuyorum. | Open Subtitles | لا أود أرتكاب الأخطاء , أنا على خطوات لتمزيق ملابسكِ حتى الأن |
| Bu beylere Elbiselerini değiştirebileceklerini söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرت هؤلاء السادة بأنهم يستطيعوا ان يقوموا بتغيير ملابسهم |
| Elbiselerini çıkarıp yakın, sonra yeni elbiseler ısmarlayın. | Open Subtitles | انزعي ثيابها كلها و أحرقيها و اجلبي لها ثياب جديدة |
| Adamın biri seni sokaktan alıp ofisine götürüyor, Elbiselerini çıkartıyor ve tekliflere boğuyor. | Open Subtitles | رجل يأخذك من الشارع الى مكتبه يجعلك تخلعين ثيابك ويراودك عن نفسك |
| Annemin Elbiselerini yatağa vücudunun şeklinde serer orada olduğunu hayal ederdim. | Open Subtitles | أضع ثياب أمي على فراشها على هيئة جسدها وأتخيل أنها هناك. |
| Avuç dolusu tozu havaya atıyorlar, beyaz Hintli Elbiselerini yavaşça renge bürüyorlar. | TED | ومع كل حفنة من المسحوق تلقى في الهواء، تخضب ملابسهن البيضاء بالألوان. |
| "Bu cebini boşaltır, Elbiselerini kirletir, ve burnunu bacaya döndürür." | Open Subtitles | هذا يسلب جيبه , يوسخ ثيابه ويجعل من أنفه مدخنة |
| En azından düğünde o çirkin, sarı nedime Elbiselerini giymek zorunda kalmayacağız. | Open Subtitles | حسناً،على الاقل ليس علينا لِيس تلك الفساتين القبيحة، فساتين الإشبينيات الصفراء القبيحة في الزفاف. |
| Onun için vaktimi boşa harcama. Elbiselerini giy. | Open Subtitles | لذا فقط لا تضيع وقتي اللعين إحصلوا على ملابسكم |
| Eğer hemen Elbiselerini değiştirmezsen, ben de kıçının sancak tarafını tekmeleyeceğim. | Open Subtitles | اذا لم تغير لباسك الى اللباس العادي سارفس ميمنة مؤخرتك |
| Çiti tut, Elbiselerini çıkart. | Open Subtitles | حافظ على السياج ولكن لا داعى للملابس |