| O yüzden umuyorum ki bir el atar... Büyüleyici Ellie? | Open Subtitles | لذا كنت آمل أن أتلقى مساعده من ايلي الفاتنه ؟ |
| Biliyor musun Ellie kaptan kostümümün işe yaramadığını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | تعلمين ايلي كنت قد بدأت أفكر أن زي القبطان لايناسبني |
| Jackie, Ellie'ye mesaisi bittikten sonra onu yemeğe götüreceğimi söyler misin? | Open Subtitles | جاكي, هلّا أخبرتي إيلي بأني بأنني سأقلها بعد انتهاء فترتها للعشاء |
| Ellie, Derek'i öldürmenin, bir cinayet değil adalet olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أيلي أن قتل ديريك لم يكن قتل، كان للعدالة. |
| Anladıklarında da Ellie'yi kurtaracağız, ama bunu yapabilmemiz için düşünmen gerekiyor. | Open Subtitles | وهم كذك وسوف نجد ايلا لكن من اجل ذلك احتاج منك ان تفكري |
| Sakin ol Ellie. Bilirsin, benim dediğim olur. | Open Subtitles | اليك الأمر يا ايلى انت تدركين ان لى طرقى الخاصة |
| Ellie'yle birlikte bu önemli karara dahil edilmemizin yarattığı burukluk da var tabii. | Open Subtitles | أنا وإيلي إتفقنا على أن الحقيقة هي لم يستشيرنا في قرارات الحياة |
| Ellie burada olup ona destek olmamı istedi. | Open Subtitles | ايلي طلبت مني القدوم لتقديم الدعم المعنوي |
| Ellie kendini suçlu hissediyor, vicdanını rahatlatmak istiyor. | Open Subtitles | ايلي تشعر بالذنب لانها هجرتني لذلك فهي لاتريد ان تشعر بالذنب |
| Bu gece Los Angeles'a dönüyorlar. Ellie'yle on dakikalığına buluşun. | Open Subtitles | اسمع, سوف يغادرون الليلة مارأيك ان تقابل ايلي وتحتسي الشراب معها؟ |
| Evet, sen söyle Al. Ellie'ye söylemekten çok korkuyorum. | Open Subtitles | علي أن أخبرهم يا ال أنا خائف من أخبار ايلي بذلك |
| Ellie'nin bizi burada seyrettiğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين أن ايلي أعتادت أن تشاهدنا هنا؟ |
| Sarah, Ring'den sonra Ellie'ye bırakacağıma dair söz verdim ve bunda ciddiydim. | Open Subtitles | سارة، لقد أخبرت إيلي إنني سأستقيل إذا قضينا على الرينج واناأعني ذلك. |
| Ellie Zumwalt'ın hayatta kalması şüphelinin cesaretini kırıp daha dikkatli olmasına yol açabilir. | Open Subtitles | إيلي زموالت نجت من إصاباتها, ويؤدي ذلك إلى تثبيط الجاني وجعله أكثر حذرا |
| Geçen yaz, Ellie isimli bir kadın beni aradı. | TED | في الصيف الماضي، تلقيت مكالمة من مرأة اسمها إيلي. |
| Eğer Derek, Ellie'ye ihanet ettiyse ve kötü hissettiyse ? | Open Subtitles | ما إذا خان ديريك أيلي لكن شعرت حقا بسوء نحوه. |
| Tamam, şimdi Ellie ve Derek ayrıldıktan sonra, Ellie arabasıyla takla atmış, | Open Subtitles | حسنا، وبالتالي فإن أيلي يوم أنفصالها من ديريك تدحرجت بسيارتها لها قبالة |
| Mia'dan, turnede tanıştığı birinin Ellie'yi tanıdığını anlatan garip bir e-posta aldım. | Open Subtitles | أنني قلقة لقد تلقيت أيميل من ميا تقول أنها قابلت رجل ما خارج المدينة يقول أنه يعرف أيلي |
| Ellie'yi kaçırmak onun için bir oyun. | Open Subtitles | اختطاف ايلا اشبه باللعبه بالنسبة له |
| Bana Ellie'yi kaçıran adamla ilgili hatırladığın her şeyi söylemelisin. | Open Subtitles | (كريستين) , انظري لوي واريدك ان تقولي شيئا كل شي تتذكرينه عن الشخص الذي خطف ايلا |
| Zamanımızı harcıyoruz. Ellie Andrews otobüse biner mi hiç? | Open Subtitles | نحن نضيع وقتنا اذا اعتقدنا ان ايلى اندرسون قد تستقل الحافلة |
| Bobby ile Ellie'nin yapmacıktan buluşmalarını izlemeye bayılıyorum. | Open Subtitles | أوه، فقط أحب مشاهدة بوبي وإيلي وهما يتظاهران بالمواعدة |
| Ellie'lendin yani. | Open Subtitles | هل حصلتى على أيليد. |
| Ellie'ye söylemek istediğim birkaç şey var. | Open Subtitles | هناك بضعة أشياء أحتاج إلى أنا أقولها لإيلي. |