| Yani, Ellis ödemeye yanaşıyor tabii ama. 2 milyon dolar? | Open Subtitles | أعنّي , إليس ميال للدفع ، و لكن 2 مليون؟ |
| Ellis'e söyle endişe etmesin. Yani, Latince kimsenin kullanmadığı bir dil. | Open Subtitles | أخبر إليس بانه لا داعي للقلق أعني، اللاتينية هيا لغة ميتة |
| Ayrıca müdür, Ellis'in sınıftaki en yüksek notlara sahip öğrenci olduğunu söyledi. | Open Subtitles | مدير المدرسة قال أيضا إن إليس حصل على أعلى درجات في فصله |
| Ellis ve Tucker'ın ikisi de o dağda kimin öldüğünü biliyordu. | Open Subtitles | كل من أليز و توكير يعرف من مات علي هذا الجبل |
| Ellis ve Tucker'ın dağda olduğu sırada herhangi bir ölüm kazası rapor edilmemiş. | Open Subtitles | لا يوجد اي حالات وفيات في هذه الفتره التي كان فيها أليز و توكر فيها بالجبل |
| Ellis orada olamayacaktı ve ben adını görünce dosyanı kaptım. | Open Subtitles | إيليس لم يكن موجوداً رأيتُ اسمك على الملف فمسكتُ القضية |
| Nailah Ellis-Brown, Ellis Island Tea'yi kamyonetiyle başlatmıştı. | TED | بدأت نائلة إيليس براون جزيرة شاي إليس من سيارتها. |
| Ellis Boyd Redding dosyalarınıza göre ömür boyu hapsinizin 40 yılını doldurmuşsunuz. | Open Subtitles | ايليس بويد ريدينج الملفات تقول انك قضين 40 عاما من فترة العقوبة |
| Ellis ailesinin gerçek hikayesini ima eden kısımla ilgili özellikle. | Open Subtitles | لا سيما المرور بتلميح على قصة حقيقيه وراء عائلة إليس |
| Lyman Ellis ile Nolan'ın hard diskinde bulduklarını bana getirmesi için anlaştık. | Open Subtitles | لقد جعلت لايمان إليس يسرق ما يستطيع عليه من القرص الصلب لنولان |
| İdam mahkumları Ellis Ünitesi'nde. Ama yıl sonuna kadar Terrell Ünitesi'ne geçirilecekler. | Open Subtitles | أحكام الإعدام في وحدة إليس لكنّهم يحرّكونه إلى وحدة تيريل في نهايه السنه |
| Ellis, kasabanın 15 dakika dışında. Beş buçuk saatimiz var. | Open Subtitles | إليس تبعد 15 دقيقة خارج البلد لذا لدينا خمسة ساعات ونصف |
| Ellis Loew'i kariyerini bunun üzerinde yapacak herhalde. Sanırım Lee de çok uzak değil. | Open Subtitles | إليس لوي يحاول صنع مستقبله بها ولي ليس بعيدا |
| Ellis'i vurup sonra da uçaktan atlayabilecek birini arıyoruz ve baş şüphelimizin aniden ortaya çıkan bir havadalışı ilgisi var. | Open Subtitles | كنا نبحث عن شخص يستطيع قتل أليز والقفز من الطائره و المتهم الاساسي أصبح فجاء مهتم بالقفز بالمظلات؟ ؟ |
| Hani şu 2400 metrede küçük bir uçaktan atlama eğitimi için, tam William Ellis'in uçağının seviyesinde olacak şekilde. | Open Subtitles | التدرب ل القفز من طائره صغيره علي ارتفاع 8000 قدم نفس ارنفاع طائره وليام أليز |
| Ellis ve Tucker o dağa birlikte çıkmışlar ve birlikte dönmüşler. | Open Subtitles | أليز و توكير صعدا الجبل معا ونزلا معا |
| Bayan Ellis, evcil hayvanlarınızın yanı sıra çocuklarınız için de kaygılı mısınız? | Open Subtitles | السيدة إيليس , هل يخشى على حياة أطفالك وكذلك الحيوانات الأليفة الخاص بك ؟ |
| Geri kalanımız yayılacak ve çatlak kayada Ellis ile buluşacak. | Open Subtitles | أما بقيتنا فسننتشر ونتلاقى مع إيليس عند تقسيم الصخور. |
| Öyleyse ben de sana yardım edeceğim. Ellis Proud'da tanıdığım birileri var. | Open Subtitles | حسنا, ثم أساعدك أعرف شخص ما فى إيليس براود |
| Sadece Bay Ellis'in ifadesini kullanmak niyetindeyiz. | Open Subtitles | نحن فقط ننوى استخدامه لشهادة السيد ايليس |
| Bu normal bir rekabetin çok ötesinde, Albay Ellis. | Open Subtitles | هذا يتعدى منافسه عاديه كابتن ايليس |