| Bütün gece elmaslara ulaşmaya çabaladım durdum. | Open Subtitles | طوال الليل كنت أقطع الحجارة لأحصل على الماس |
| O tarafa geçip pozisyonumuzu almamız bizi elmaslara götürmesi için beklememiz lazım. | Open Subtitles | نحن في حاجه الي الذهاب الي هناك و نأخذ مواقعنا انتظرا قدومه لكي يدلنا علي الماس |
| Yapacağımız şey, burada oturup Williamson'ın çıkmasını ve bizi o lanet elmaslara götürmesini beklemek! | Open Subtitles | ماذا نحن فاعلين فقط الجلوس هنا و انتظار قدوم وليامسون و خروجه وان يدلنا علي الماس اللعين |
| Çalınan elmaslara ne olduğunu ona anlatana kadar. | Open Subtitles | إنه لن يفعل بي أي شيء ليس قبل أن يعرف ما الذي حل بتلك الماسات |
| Güvenlik görevlilerinin bütün gün elmaslara bakmasını istemiyorlar. Onları suçlayabilir misin? | Open Subtitles | لا يريدون أن يرَ الحراس الماسات طوال اليوم |
| Şu kadındaki elmaslara bak. | Open Subtitles | انظري إلى الألماس الذي ترتديه تلك السيدة |
| Evet ama ümitlenmeyin çünkü bu taş buluntuları mikroskobik parteküllerde elmaslara ait yani... | Open Subtitles | نعم , لكن لا تيأسي , لان الحجر يحتوي على جزئيات مجهريه من الألماس , وهذا يعني... |
| Bunu en iyi elmaslara ve en iyi müşterilere saklıyorlar. | Open Subtitles | يَحْجزونَ هذا نحو الأفضل الماس وأفضل الزبائنِ. |
| Güvenlik görevlilerinin bütün gün elmaslara bakmasını istemiyorlar. Onları suçlayabilir misin? | Open Subtitles | لا يحتاجون للحراس سيراقبون الماس طوال اليوم |
| elmaslara havaya karışıp yok oldu ve paniklemeye gerek yok öyle mi? | Open Subtitles | الماس قد اختفى وهناك شخص يقول لا حاجة للرعب ؟ |
| elmaslara seri numarası koyarken geliştirildi. | Open Subtitles | يستخدم في كتابة الارقام التسلسلية على الماس |
| Geri döndüğünde eski iş yeri binasında kasada sakladığı elmaslara bakıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت في مبنى المكتب القديم عندما عاد ليبحث عن الماس الذي حفظه في خزنة |
| O da elmaslara ulaşmamızı beklemeyi mi tercih etti? | Open Subtitles | و قد أختار أن يفعل بعدما نستخرج الماس ؟ |
| Havyarlı tostlara ve elmaslara elveda diyebilirisiniz. | Open Subtitles | لتصنع صليب على الماس و الزبد في السبانخ |
| Kadınlar elmaslara bayılır sonuçta. | Open Subtitles | الماس أفضل صديق للفتاة بعد كل شيء |
| Gökten düşen elmaslara benziyorlar. | Open Subtitles | تكاد تبدو كأنها الماس تسقط من السماء |
| Şu elmaslara bak, güneş onları zehirlemiş. | Open Subtitles | أنظر إلى كل هذه الماسات مسممة من الشمس |
| O zaman o elmaslara ihtiyacımız var. | Open Subtitles | سنحتاج تلك الماسات |
| Ayrıca bu elmaslara da yakın hissediyordum gerçi. | Open Subtitles | وشعرت بالقرب من الألماس أيضاً |
| Mary yakalandı ve elmaslara el kondu. | Open Subtitles | ويستولى على الألماس |