| Patronlarının bir gün odasına bakmaya geleceğinden ve eşyalarını inceleyeceklerinden emindi. | Open Subtitles | كانت متأكدة من أن رب عملها كان يدخل غرفتها ويتفحص أغراضها |
| Tom'un romanındaki karakterlerin hiçbirinin bunu yapmadığına emindi. | Open Subtitles | حيث،لسبب ما أو لآخر، كانت متأكدة أن لا أحد من الشخصيات المستوحى من خيال توم ستحلم بفعل هذا. |
| Ama yaptığını sandığı şeyden o kadar emindi ki, bunu üzerinde denedi. | Open Subtitles | ولكنه كان متأكداً جداً مما يفعله لدرجة أنه جربه على نفسه |
| Kayzer, savaşın patlamayacağından o kadar emindi ki, tatile çıktı. | Open Subtitles | كان القيصر الألماني واثقاً جداً أن لا حرب ستحدث لدرجة أنه خرج في إجازة. |
| Berlin'in Batı bölümlerindeki Sovyet ablukasının, müttefikleri pazarlık masasına geri döndürmek için yeterli olacağından emindi. | Open Subtitles | كان واثقا أنّ الحصار السوفيتي لقطاع برلين الغربي سيكون كفيلاً لإجبار الحلفاء الجلوس على طاولة المفاوضات مجددًا |
| Kocasının kendisini sevmediğinden... ve başka bir kadınla ilişkisi olduğundan emindi. | Open Subtitles | كانت تعلم أنه لا يحبها وكانت على يقين أنه يواعد فتاةً اُخرى |
| Galvani elektriğin kurbağanın kendi dokuları içerisinde üretildiğinden emindi. | Open Subtitles | جالڤاني نفسه كان مقتنعاً بأن هناك كهرباء تتولد بأنسجة الضفدع |
| O belgelerde, kocamın itibarını zedeleyip, şirketi yıkacak bir şeylerin olduğundan emindi. | Open Subtitles | كان متيقناً من وجود شيء في المستندات سيلطخ سمعة زوجي وسيدمر عملنا |
| Maria, eğer ebeveyinlerim durumu öğrenirse kovulacağından emindi. | Open Subtitles | كانت ماريا متأكدة من أن إن عرف والدي فإنها سوف تطرد من العمل |
| Elvira Celia'nın bu fenomene bir tanımlama getireceğinden çok emindi. | Open Subtitles | الفيرا كانت متأكدة أن سيلا ستجد تفسيراً للظاهرة. |
| Onunla çoktan konuştum. Kendinden oldukça emindi. | Open Subtitles | لقد تحدثت اليها بالفعل لقد كانت متأكدة تماماً من الأمر |
| Bir gün eve döneceğinden çok emindi. | Open Subtitles | كان متأكداً بأنه سيعود للمنزل لنا في يومِ ما |
| Eş cinsel haklarının cinsel eğilim gizlenerek elde edilemeyeceğinden emindi ve Castro' yu şehir siyasetinde temsil edilmeyen birçok azınlıktan biri olarak gördü. | TED | وكان متأكداً أن حقوق المثليين لن تتحقق أبداً سراً، ورأى كاسترو باعتبارها واحدة من الأقليات العديدة غير المشاركة في سياسة المدينة. |
| Senle birlikte herkes, DNA'nın onunla eşleşeceğinden emindi ama eşleşmedi. | Open Subtitles | ...كنتَ متأكداً... الجميع كان متأكداً .أن الحمض النووي سيطابق حمضه .ولم يطابقه |
| Sertifikası elinde cennetten emindi. "Şekilci" ve "İkiyüzlü" ile karşılaşmak üzereydi. | Open Subtitles | ولأن شهادته كانت في يده فكان واثقاً من السماء، ولم يكن بعيداً جداً كان أيضاً رجلان يسيرا في الطريق |
| Herkes, kendisini kurtarmak için bazı anlaşmalar yaptığına emindi. | Open Subtitles | الجميع كان واثقاً من أنه قد يقوم بعمل بعض الصفقات لينجي نفسة |
| Son derece korkunçtu. Ve o kendinden öylesine emindi ki. | Open Subtitles | ،كانت الأمر مروعا فقد كان واثقا جدا من نفسه |
| Onun yaptıklarını, benim yapamayacağımdan o kadar emindi ki... | Open Subtitles | كان على يقين من ذلك أنني لا يمكن أن تقدم الأشياء التي يستطيع. |
| Rüşvet aldığımdan emindi herkesi de buna ikna etti. | Open Subtitles | ،كان مقتنعاً بأني كنت هناك لذلك أقنع الجميع بذلك أيضاً |
| Fakat Bretz, böylesine büyük bir hasara kuvvetli bir selden başka bir şeyin neden olamayacağına emindi. | Open Subtitles | لكنه كان متيقناً أن التفسير الوحيد لهذا المقياس من الضرر كان فيضاناً عارماً. |
| Annem, Rosa'nın ölümünün kendi hatası olduğuna emindi. | Open Subtitles | أن أمي كانت مقتنعة بأن موت روزا كان بسببها |
| - Gerekli Eşyalar ...Kanca, Peter'in gizli yerini bulduğundan emindi. | Open Subtitles | وكان هوك متأكدا انة سوف يعثر على وكر بيتربان مرة اخرى هوك و طاقمة المتعطش للدماء هبطوا على الشاطئ |
| Ayrıca, bir etken iki farklı sonucu tetikleyebilecek ve iki etken bağımsız olarak aynı sonuca gidebilecekken, hiçbir sonucun iki etkinin birleşiminden oluşmadığı konusunda emindi. | TED | وحيثما كان متأكدًا أن عنصرًا واحدًا سيستهدف تأثيرين مختلفين، وبأن يقود عاملان مختلفان بشكلٍ مستقل إلى نفس التأثير، لا يحدث تأثير بعاملين مرتبطين. |
| Evet, Lynette kitaba göre yaklaşım fikrinin doğru olduğundan emindi. | Open Subtitles | نعم، " لينيت " كانت واثقة ان اسلوبها هو الصحيح |
| Bay Ding bilgi verirken o gece Choi'yi orada gördüğünden emindi. | Open Subtitles | عندما أبلغَ السيد دينغ عن القضية، كان مُتأكدًا بأنه رأى تشوي تلك الليلة. |
| Hapse tıktığı onca adam içerideyken, oğlunun öldürüleceğinden emindi. | Open Subtitles | أقصد، كان مُتأكّداً أنّ ابنه سيُقتل، بسبب كلّ الأشخاص الذين وضعهم بالسجن. |
| Her şeyden emindi. | Open Subtitles | وواثقة من كل شيء. |
| İki ay önce, kurt adam döngümü durduracak bir serum bulduğundan emindi. | Open Subtitles | منذ شهرين كان واثق من إكتشاف شئ0000 مصل للحد من الدورة الأنتقاليه لى |