| Fakat Emma'nın ihtiyacı olan şey bir terapist değil onu gerçekten umursayan biriydi. | TED | لكن ما كانت إيما تحتاجة حقاً ليس معالجة نفسية تهتم كثيراً، كثيراً لأمرها. |
| Emma'nın en yakın arkadaşıyla görüştüm ve sevgilisinin adını biliyor. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع صديقة إيما و هي تعرف إسم العشيق |
| Ben tababet mektebini burada okumuştum lakin Emma'nın ilk gelişi. | Open Subtitles | لقد درست الطب هنا لكن هذه اول زيارة لـ إيما |
| Emma'nın senin müziğinden daha sıkıcı bulacağı tek şey, benim yaptığım şeydir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد التي تحبه ايما ما عدا موسيقاك هو ما اقوم به |
| Emma'nın ne kadar güzel olduğu ve Emma'nın ne kadar akıllı olduğuydu. | Open Subtitles | كل شيئ اسمعة هو كم هي ايما جميلة وكم ايما ذكية |
| Bir mil yürüyüş ve Emma'nın günlük azarı tam da Dr Perry'nin tavsiye ettiği şey! | Open Subtitles | سير ميل وتوبيخ ايما يوميا هذا بالضبط ماوصفه لي دكتور بيري |
| Al Badi ve Codwell Emma'nın görevi tamamlayıp patlamada öleceğine emindi. | Open Subtitles | البادي و كادويل لا شك لديهم بأن أيما قامت بتنفيذ المهمة |
| Bahse girerim, Emma'nın da bilmediğimiz bir sürü sorunu vardır. | Open Subtitles | أراهن حصلت إيما لها القضايا سخيف الخاصة أننا لا يعرفون. |
| Geri kalanı, Emma'nın mezat gününde ödül parasıyla aldığı atların bakımını karşılamak için. | Open Subtitles | والباقي منه يغطي المصاريف الخاصة بالخيول التي اشترتها إيما بالمزاد بواسطة الجائزة المالية |
| Emma'nın daha iyi bir hayata ihtiyacı vardı ve bunun, onun fırsatı olduğunu biliyordum. | TED | إيما كانت تحتاج حياة أفضل، و كنت أعلم أن هذه هي فرصتها. |
| Emma'nın hikayesi oldukça basit ve kolayca gerçekleşmiş gibi gelebilir, ama 20'lerindekilerle çalışmayı sevmemin sebebi de bu. | TED | الآن قصة إيما جعلت الأمر يبدو سهلاً، لكن ذلك ما أحبه في العمل مع الأشخاص في العشرينات. |
| Emma’nın vefat ettiğini söyledi. Onunla iletişimi olan olan destek personelimizin tamamı – gerçekten ağlamaklı oldu, ve o gün şirkette hepimiz için zor bir gündü. | TED | أن إيما قد توفت. وكل موظفو الدعم الذين تحدثوا معها كانوا .. كانوا جدا متأثرين، وكان يوما صعبا في الشركة. |
| Ama stajyer genç biriydi, daha 3 haftalık, gergindi ve eteri uygularken Emma'nın boğazını tahriş etti. | TED | ولكن الطبيب المتدرب كان شابًا يافعًا لم يقض 3 أسابيع في الوظيفة كان متوترًا و أثناء حقنها بالكحول، تهيجت حنجرة إيما. |
| Ve Emma'nın durumunu kendisi yada ailesinden başkasıyla konuşamam. | Open Subtitles | وأنا لا يمكن مناقشة حالة إيما مع أي شخص لكن إيما أو العائلة. |
| Harriet, Emma'nın üstün özelliklerinden yararlanacaktır. | Open Subtitles | هارييت سوف تستفيد من مكانة ايما في المجتمع |
| ...ve ayrıca Ken, Emma ile çıkıyor, ama Emma'nın gözü Bay Shue'da. | Open Subtitles | وأيضا , كين يواعد ايما لكن في الحقيقه , عينها على الاستاذ شيو |
| Boşandıktan sonra Emma'nın babası Luis, uzağa gitti. | Open Subtitles | بعد طلاقنا والد ايما لويس انتقل الى الخارج |
| Sen bu küçük Emma'nın yaşındayken ben senden yaşça oldukça üstündüm. | Open Subtitles | حسنا ,لقد كنت اكبر بسنوات عندما كنتي بعمر ايما الصغيرة |
| Maalesef sayılar asla Emma'nın güçlü davalarından olmamıştır. | Open Subtitles | ومما يؤسف قوله أن الأرقام لم تكن مطلقا ثابته ايما |
| Senin ve Emma'nın nereden geldiğinizi bilmeye hakkınız var. | Open Subtitles | انتي و ايما تستحقوا ان تعرفوا من اين اتيتوا |
| Kayla'nın Emma'nın benim kızım olduğunu anlaması mümkün bile değil. | Open Subtitles | لا يوجد وسيلة لـ كايلا ان تعرف أبداً ان أيما طفلتي |