| Reese Lansing buradaki James Murdoch'ın konumunda ama bunu Lansing emretmiş. | Open Subtitles | ريس لانسنج هو جيمس مردوخ ابن روبرت مردوخ وهو الذي كان يُدير الصحيفةfont إلا أن لانسنج هو الذي يأمر بذلك |
| Adamlarından birine yapması için emretmiş olabilir mi? | Open Subtitles | قد يأمر أحد رجاله لفعل ذلك |
| Reese emretmiş zaten. | Open Subtitles | بل هو من يأمر به |
| İntikam almak istediği için bu askere bu suçlamaları yapmasını emretmiş. | Open Subtitles | لقد أمر هذا الجندي لصنع هذه الادعاءات لأنه يريد الانتقام مني |
| Majesteleri meclisten, kendini ısıran beş köpeğin elden çıkarılmasını emretmiş. | Open Subtitles | لقد أمر الملك البرلمان أن يسلمه الخمسة الخونة الذين خانوه في السنوات الماضية |
| Andropov 12 tane nükleer füzenin hazır ve yakıtlarının dolu olmasını emretmiş. | Open Subtitles | لقد أمر (أندروبوف) بتسليح اثنا عشر صاروخاً نووياً وتعبئتهم بالوقود |
| Öz babası taşlanarak öldürülmesini emretmiş. Doğru mu anlamışım? | Open Subtitles | والدها أمر برجمها حتى الموت، أهذا صحيح ؟ |
| Kumandan, üsteki tüm hayvanların yok edilmesini emretmiş. | Open Subtitles | قائدنا أمر بالتخلص من كل الحيوانات التي بالقاعده |