en iyi şansınız, onlar sizi dövmeyi bırakana kadar top şeklinde kıvrılmanız. | Open Subtitles | أفضل فرصة لك هي أن تتكور منتظراً أن يتوقفا عن ضربك |
Beni sevmek zorunda değilsiniz, ama hayatta kalmak için en iyi şansınız benim. | Open Subtitles | ليس لديك لمثلي، ولكن أنا أفضل فرصة لديك على قيد الحياة. |
- İlk olarak, Salerno'ya yaklaşmak için en iyi şansınız bu adam. | Open Subtitles | حسنا،أولا قبل كل شيء هذا الشخص هو أفضل فرصة للتقرب أكثر من (سيلارنو) |
Eğer S-11'i geri istiyorsanız en iyi şansınız Andy Flynn. | Open Subtitles | ،"إن كنت تريد استرجاع "إس 11 فـ(آندي فلين) أفضل فرصة لك |
Çünkü şu anda Dr. Swann hayatta kalmak için en iyi şansınız benim. | Open Subtitles | لأنه في الوقت الراهن، دكتور (سوان) أنا أفضل فرصة لديكِ للبقاء على قيد الحياة |