| Çünkü senin için en iyisinin ne olduğunu biliyorum. Her zaman biliyordum. | Open Subtitles | لأنّني أعلم ما هو الأفضل لكِ ولطالما علمتُ |
| Senin ya da takım için en iyisinin bu olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا، أنا لا أعتقد وهذا ما هو الأفضل بالنسبة لك أو الفريق |
| Ve senin ve çocukların için en iyisinin ne olduğunu anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | و يجب أن تكتشفي ما هو الأفضل لكِ و لإطفالكِ. |
| Peki en iyisinin parasını kim verecek anne? | Open Subtitles | ومن سيدفع للأفضل يا أماه؟ لدينا مال بعد بيع بعض الأسهم |
| en iyisinin bu olacağını düşünüyorsan o zaman emrine amadeyim. | Open Subtitles | اذا كنت حيًا ..إذا تعتقد أن هذا للأفضل فإذًا فأنا خاضِع ولائي لك |
| Ben ne olduğunu açıklarım, siz de en iyisinin ne olduğuna karar verirsiniz. | Open Subtitles | سأشرح له مالذي حدث و أنتما الاثنان بإمكانكما أن تقررا ما هو الافضل |
| Aaron, hem güvenli uçmak hem de stabil çekim yapmak için en iyisinin kameramanla ikili uçmak olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | ءارون قرر أن أفضل وسيلة للحفاظ على الامان والحصول على لقطات ثابتة هو أن يطير جنبا إلى جنب مع مصور. |
| Onun için en iyisinin duş alması olduğunu düşündük. | Open Subtitles | لقد أعتقدنا أن الأفضل للعمليه أن تستحم هى |
| Bilmiyorum, bazen en iyisinin olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لا أعرف , أحياناً أشعر أن هذا ما هو أفضل لي |
| Mevzu her birimiz için doğru olanın ne olduğu değil, mevzu hepimiz için en iyisinin ne olduğu. | Open Subtitles | فهذا ليس بشأن ما هو الصحيح بالنسبة لنا بل يتعلق بما هو الأفضل لنا جميعاً. |
| Hala kollarımdasın, söyle anneciğine en iyisinin kim olduğunu. | Open Subtitles | يزال indacene الأسلحة، سيل Annecia لمعرفة من هو الأفضل. |
| Onun için en iyisinin ne olduğuna sen mi karar vereceksin? | Open Subtitles | من انتِ لتقولي ما هو الأفضل له؟ |
| Fakat Celice için en iyisinin ne olacağını düşünmek zorundayım. | Open Subtitles | لكن علي التفكير ما هو الأفضل من أجل "سيلس" |
| en iyisinin bu olduğunu mu düşünüyorsunuz, Çavuş? | Open Subtitles | أنت تعتقد أن هذا هو الأفضل أيها الرقيب؟ |
| Senin için en iyisinin bu olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لكن أنا... أنا لا أعتقد أن هذا هو الأفضل لك |
| Sen en iyisinin böyle olduğunu düşünüyorsan James'le memnuniyetle konuşurum. | Open Subtitles | أوه كلا , أنا أكثر من سعيد للتّحدّث إلى جيمس إن كنت تعتقدين أن هذا للأفضل |
| Bırakmam konusunda bana söylediklerini çok fazla düşündüm en iyisinin bu olduğunu düşünüyorsan. | Open Subtitles | فكرت كثيراً بشأن ما قلتيه عنى وان ظننت ان ذلك للأفضل |
| Eğer... en iyisinin bu olduğunu söylüyorsan. | Open Subtitles | إذا كُنتِ تعتقدين أن هذا للأفضل |
| en iyisinin kim olduğunu biliyorum, çünkü kazananı dün gece burada duydum. | Open Subtitles | أعرف من هو الافضل لأنني سمعت الفائز هنا الليلة الماضية |
| Büyük değişimler ilk önce aile bazında başlar. Çocukları için en iyisinin ne olduğuna karar veren bir aileyle. | TED | تغيرات شامله تبدا في مستوي الاسر الفرديه -- الاسر تتخذ قرار ما هو الافضل لاطفالهم . |
| - Mimi, eşin için en iyisinin ne olduğunu... | Open Subtitles | ميمي) ، أنت تقولين أنك تعلمين ما هو الافضل لزوجك |
| Ne kadar yavaş okursam okuyayım kitabında verilen mesaj Hindistan için en iyisinin İngilizler tarafından yönetilmek olduğu. | Open Subtitles | الرسائل في جميع أنحاء كتابك على أية حال قرأتها ببطئ أن أفضل شيئ للهنود أن يكونوا تحت حكم البريطانيين |
| Ama ben Elçi'yle konuştum ve işe dönmemin benim için en iyisinin olacağına karar verdik. | Open Subtitles | ولكني.. تحدثت إلى المبعوث.. واتفقنا على أن أفضل شيء لي هو الرجوع إلى العمل |
| Bunun üzerine uzun uzadıya düşündüm ve inanın bana kızlar için en iyisinin o günü komple atlamak olduğuna karar verdim. | Open Subtitles | فكرت بهذا كثيراً و مطولاً و صدقوني أعتقد أن الأفضل للبنات أن يتجاوزا هذا اليوم كله |
| Ama buradan, oğlum ve benim için en iyisinin ne olduğunu bildiğini sanan haddini bilmez biri gibi duruyorsun. | Open Subtitles | هو أنك رجل متعجرف ووقح بشكل لا يصدّق يعتقد أنه يعرف ما هو أفضل لي ولابني |