| ancak en mükemmel deneyimlerden birisine dönüştü çünkü karar alma sürecime bakışımı değiştirdi. | TED | ولكنها تحولت لواحدة من أعظم تجاربي في الحياة لأنها غيرت سلوكي بشأن اتخاذ القرارات. |
| Benim en son ve en mükemmel başarım aynı zamanda seninde en mükemmelin olacak. | Open Subtitles | أخر أعظم أنجازاتى وسيكون أعظم أعمالك أيضاً |
| Ama onun en nadide, en mükemmel eseri insanın yaratılışıdır. | Open Subtitles | ، ولكن أعظم أعماله خلقه الأكثر كمالاً هو الإنسان |
| - Tahmin edeyim. yumurtalar için en mükemmel kartonu arıyor ? - Nasıl bildin ? | Open Subtitles | يبحث عن صندوق كرتوني من البيض المثالي صحيح. |
| Seksi cadı, ürkütücü efsane. Bu insanlar için en mükemmel şey. | Open Subtitles | الساحرة المثيرة، الاسطورة المخيفة إنه الشيء المثالي لهؤلاء الناس |
| Adrian Monk, sen dünyanın en mükemmel dedektifisin, ve dünyanın en kötü yalancısı. | Open Subtitles | مونك، أنت اعظم تحر في العالم وكذلك أسوأ كاذب في العالم |
| Sen de benim başıma gelen en mükemmel şeysin işte bu nedenle de seninle evlenemem. | Open Subtitles | وأنتي هو أعظم شيء قد حدث لي ولهذا لا استطيع الزواج بك |
| Tarihteki en mükemmel tabloların evi. | Open Subtitles | متحف أورسيه العظيم بيت أعظم اللوحات في التاريخ |
| İnsanın olduğu gibi davranması, onuruyla yaşamanın en mükemmel yoludur. | Open Subtitles | ، أعظم طريقة لكي تعيش شريفاً . هي أن تكون ماعزمت عليه |
| en mükemmel zevk, acısız olandır. Sadece doktorun emirleri. Evet. | Open Subtitles | أعظم متعة مميزة تأتي من الألم الآن هذا ما أمر به الطبيب |
| Ortadoğunun en mükemmel yazarları dünyaya kendi hikayelerini vermiştir. | Open Subtitles | أعظم كُتّاب الشرق الأوسط نشروا قصصهم إلى العالم. |
| İşte geldik. 1960'lar tüm tarihteki ve tüm evrendeki en mükemmel dönem. | Open Subtitles | ها نحن ذا في الستينات أعظم حقبة في تاريخ كل المجرات |
| Bunu düşün. en mükemmel aydınlıkla karanlığın soyundan geliyorsun. | Open Subtitles | فكّر بالأمر أنتَ تنحدر مِنْ أعظم خير و شرّ |
| İlk gecemiz için en mükemmel yıldız uyumluluklarını hesapladı. | Open Subtitles | وقد قامت بتحديد تجمع النجوم المثالي لليلتنا الأولى |
| Bence en mükemmel erkek yavaş bir dansta | Open Subtitles | وبالنسبة لي الرجل المثالي يجيد الرقص البطئ حتى أريح رأسي على صدره |
| en mükemmel yeri arayıp , arayıp durdum ve sonunda buldum... | Open Subtitles | كنت ابحث و ابحث عن المكان المثالي ومن ثم وجدتها |
| Aslında benim bazı küçük planlarım vardı, In fact, I've been planning something for a little sanırım şu anda bunun içinde en mükemmel zaman.. | Open Subtitles | في الحقيقة انا كنت اخطط لشيئ واعتقد ان هذا هو الوقت المثالي |
| Amacı Şükran Günü'nü en mükemmel gün haline getirmekti. | Open Subtitles | كان هدفها جعله اليوم المثالي بكل تفاصيله الصغيرة |
| Onun dünyada ki en mükemmel baba olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | . اتعلم اعتدت التفكيّر انه كان اعظم أب |
| Senin başına gelen kesinlikle en mükemmel şey değil miydi? | Open Subtitles | أليس هذا بالتأكيد هو الشيء الأكثر روعة الذي حصل لك في حياتك ؟ |
| Onlar en mükemmel sınıftır ve bu ülkenin bel kemiğidir. | Open Subtitles | انهم من تراب هذه الأرض و أحد أعمدة هذا الوطن |