| en saf halinde bir birliktelik ruhumuzun bir parçası haline gelir. | Open Subtitles | في أنقى أشكاله يصبح الإتحاد جزءاً من أسسنا |
| Toplumumuzun geldiği nokta bu işte bu şiddet saplantısını en saf haliyle dışa vurma ihtiyacı. | Open Subtitles | هذا ما أصبح عليه مجتمعنا، هذا الهوس بالعُنف، الحاجة للتعبير عنه في أنقى صورة. |
| - Ve seni sadece en saf şuruplar tatmin edebilir. | Open Subtitles | -وشراب الرحيق الأكثر نقاوة والوحيد |
| Farklı kullanım ve kalite seviyeleri var ancak bu Abrasax Hanedanı'nın yaptığı en saf ve en değerli çözüm. | Open Subtitles | هناك مستويات مختلفة من الجودة والفائدة، لكن هذا الأكثر نقاوة والحل الأكثر قيمة المعمول من قبل (أبراساكس). |
| Elbisem Tralala'nin en saf ipeginden yapildi. | Open Subtitles | فردائي مصنوع من الحرير الصافي المُستخرج من (ترالالي داي). |
| Sen tanıdığım en saf, en iyi kadınsın. | Open Subtitles | أنت أطهر و أخير امرأة عرفتها قط |
| Piyasadaki,... en saf ve en iyi yapılmış mal. | Open Subtitles | انه انقى من اي منتج كيميائي اخر في السوق. |
| Solüsyon ile meteorun toz numunesi santrifüj içinde bir kez karışınca Genesis elementi en saf halini alacak. | Open Subtitles | عندما يمزج الخليط مع عينة النيزك داخل جهاز الفصل يكون العنصر في أنقى حالاته لكي نفصله |
| Yani, süt en saf hâliyle bile kullanmak isteyeceğiniz bir ürün değil, çünkü riskleri var. | Open Subtitles | فهذا ليس منتج حتى وهو في أنقى حالاته إنك تريد تناوله لأنه يجلب معه المخاطر. |
| İşte bu sinema sanatının en saf halidir. | Open Subtitles | هذا هو الفن السينمائي في أنقى صوره |
| en saf haliyle cezalandırma eylemi simetri gösterir. | Open Subtitles | ...في أنقى صوره .. إن فعل الإنتقام، يماثل |
| en saf ruhlardaki karanlığı bile bulurlar. | Open Subtitles | يجدون الظلام حتى في أنقى الأرواح |
| Boşluğun en saf hâldeki elementi. | Open Subtitles | انها عنصر في الفراغ في أنقى صوره |
| Elbisem Tralala'nın en saf ipeğinden yapıldı. | Open Subtitles | فردائي مصنوع من الحرير الصافي المُستخرج من (ترالالي داي). |
| Richard, onun koca İngilteredeki en saf, en temiz adam olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قال (ريتشارد) إنه كان أطهر رجل أبيض من (يورك) في (إنكلترا) |
| Bütün piyasadaki en saf, kimyasal olarak en sağlam ürün. | Open Subtitles | انه انقى من اي منتج كيميائي اخر في السوق. |