| Bunu söylememişsin gibi davranacağım çünkü bu muhtemelen hayatımda duyduğum en salakça şey. | Open Subtitles | أتعرف؟ سأتظاهر بأنني لم أسمع ما قلته لأنه على الأرجح، أغبى شيء سمعته منك على الإطلاق |
| Bu gördüğüm en salakça görünen vuruş denemesiydi. | Open Subtitles | هذه هي أغبى لفة ذراع شاهدتها على الإطلاق |
| Bu, şimdiye kadar yaptığımız en salakça ve çılgınca şey. | Open Subtitles | هذا, بدونشك , أغبى و أكثر الأشياء فعلناها جنوناً |
| Yani şiddet kullanmak olabilecek en salakça şey. | Open Subtitles | وانت تعلم ، ان تكون عنيف هو اغبى شيء |
| Sanırım az önce hayatımda söylediğim en salakça şeyi söyledim. | Open Subtitles | انا اعتقد اننى قد قلت اغبى شئ فى حياتى |
| Buna güldüğünüz için Teşekkür ederim. Bu bütün gecenin en salakça şakasıydı. | Open Subtitles | شكرا لكم لضحككم على هذه النكته هذه اسخف نكته لدي لهذه الليله |
| Ama bunu kanıtlamak için rehine almak aklına gelmiş en salakça fikir. | Open Subtitles | ولكن أخذ رهائن لإثبات ذلك هي أغبى فكرة فعلتَها |
| - Peter bu belki de en salakça fikrindi. | Open Subtitles | بيتر، الذي قد يكون أغبى فكرة لقد كان لكم من أي وقت مضى. |
| Hayatımda duyduğum en salakça şey bu. | Open Subtitles | لأن ذلك هو عن أغبى شيء لقد سمعت من أي وقت مضى. |
| Bir gün o bok beyinliler seni bırakmanın, yaptıkları en üzücü ve en salakça hata olduğunu anlayacaklar. | Open Subtitles | يوماً ما سيدرك ذلك التافه أن طردك كان أغبى وأسخف خطأ ارتكبه في حياته |
| Dedi, dünyanın en salakça sosisli sandviçinin mucidi. | Open Subtitles | يقول هذا مخترع أغبى هوت دوغ على مستوى العالم |
| Duyduğum en salakça konuşma bu. | Open Subtitles | هذه أغبى محادثة سمعتها في حياتي |
| - Bu hayatımda yaptığım en salakça şey. | Open Subtitles | هذا أغبى شيء نقوم به على الإطلاق |
| Bu şimdiye kadar duyduğum en salakça şey | Open Subtitles | هذا أغبى شيء سمعته على الإطلاق |
| Sanırım az önce hayatımda söylediğim en salakça şeyi söyledim. | Open Subtitles | اعتقد اننى قد قلت اغبى شئ فى حياتى |
| Bu yaptığım en salakça şey. | Open Subtitles | هذا اغبى عمل قمت به فى حياتى |
| Bu yaptığım en salakça şey. | Open Subtitles | هذا اغبى شيئا قمت به فى حياتى |
| Duyduğum en salakça şey. | Open Subtitles | هذا اغبى شيئ سمعته في حياتي |
| Bu duyduğum en salakça şey. | Open Subtitles | هذا هو اسخف شيئ قد سمعته في حياتي |