| Ölmeden önceki gün Emily Sonoma'daki en sevdiğimiz pansiyonda bir süit ayırtmış. | Open Subtitles | اليوم سابق عبرت، إيميلي حجزتنا جناح في سريرنا المفضّل وفطور في سونوما. |
| Kimse telefonunu açmıyor ama en sevdiğimiz program başlamak üzere. | Open Subtitles | لا أحد يجيب و برنامجنا المفضّل على وشك أن يبدأ |
| şurada da 40 kişilik bir orkestra en sevdiğimiz şarkıları çalacak. | Open Subtitles | وهنا سيوجد 40 عازف أوركسترا يعزفون أغانيكِ المفضّلة |
| İkimiz de yeryüzünde en sevdiğimiz ülkeyi bir uçtan bir uca gezeceğiz. | Open Subtitles | ونحن على حد سواء سوف تدفع عبر ما هو، كما أعتقد، بلدنا المفضل في العالم، |
| en sevdiğimiz çiftlik çocuğundan bahsetmeden neredeyse bir gün geçiriyorduk. | Open Subtitles | نحن تقريباً بدأنا اليوم من غير ذكر الفتى المزارع المفضل لدينا |
| - en sevdiğimiz kişisiniz. | Open Subtitles | فأنت الشخصية المفضلة لنا |
| Aynı gün en sevdiğimiz bara gittik. | Open Subtitles | ونحو نفس الوقت, ذهبنا إلى حانتنا المفضله |
| Siz en sevdiğimiz Altın Kız'dınız. | Open Subtitles | اتعلمين ,انت الفتاة الذهبية المفضلة لدينا |
| en sevdiğimiz esmer aşık eve dönmüş. Döneceğini biliyordum. | Open Subtitles | حبيبَنا المفضّل رجع إلى بيـتـه عَرفتُ بأنّك سَتعود هُنا |
| en sevdiğimiz golfçümüz yine haberlerde. | Open Subtitles | لاعب الغولف المفضّل لدينا في الأخبار ثانية. |
| Evet, en sevdiğimiz öğlen yemeği yerimizi kaybedebiliriz. | Open Subtitles | أجل، وربّما سنخسر مكان تناول الغذاء المفضّل. |
| Tekrar sahneye davet ettiğimiz en sevdiğimiz Kocaayak'ın aklını çelmek için çok sayıda motive edici alet yerleştirdik. | Open Subtitles | أجل، أرهم جهاز الإرسال قمنا بزرع مجموعة من هذه الأدوات المحفزة لإغراء وحشنا "الساسكواش" المفضّل |
| en sevdiğimiz yemekleri yapmışsın. | Open Subtitles | لقد صنعتِ الأشياء المفضّلة لنا |
| Bak, Rowley, bu akşam Cadılar Bayramı, yılın en sevdiğimiz gecesi. | Open Subtitles | اسمع يا (رولي)، عيد القدّيسين اللّيلة، ليلتنا المفضّلة في العام |
| Kalkma zamanı Diane. Whitmore güvenliğin en sevdiğimiz şefi nasılmış bakayım? İronik değil mi? | Open Subtitles | أفيقي يا (دايان)، كيف حال رئيسة أمن جامعة (ويتمور) المفضّلة لدينا؟ |
| Bizim en sevdiğimiz kamp danışmanımızdı. | Open Subtitles | كان مستشارنا المفضل في المخيّم |
| Yılın en sevdiğimiz vakti geldi! | Open Subtitles | أنه وقتنا المفضل في السنه |
| Sanırım bu en sevdiğimiz fotoğraf. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا واحد هو المفضل لدينا في الواقع. |
| Problem değil. Aslında güdülmek en sevdiğimiz kısım. | Open Subtitles | هذا شيء عادي، الاستماع هو الجزء المفضل لدينا. |
| en sevdiğimiz oyun. | Open Subtitles | إنها المفضلة لنا |
| en sevdiğimiz oyundur. | Open Subtitles | إنها المفضلة لنا |
| Sanki inatla nadiren yapmaya çalışıyoruz. en sevdiğimiz şeylerin üstünü kapatıyoruz. | Open Subtitles | انه مثل ان نعمل بجد لبقاء الأمر نادر جداً مثل نغطي جميع أعضائنا المفضله |
| en sevdiğimiz yerlerden biriydi. | Open Subtitles | كانت من اماكننا المفضله |
| Neden annenize teşekkür mahiyetinde, yemeğin en sevdiğimiz kısmını söylemiyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نشكر أمك بواسطة الالتفاف على الجدول وقوله ما المفضلة لدينا جزء من الوجبة ؟ |