"en tehlikeli" - Translation from Turkish to Arabic

    • الأكثر خطورة
        
    • اخطر
        
    • هو أخطر
        
    • من أخطر
        
    • الأخطر في
        
    • أكثر خطورة
        
    • لأكثر وأخطر السّحرة
        
    • خطورة في
        
    • أخطرهم
        
    • الاكثر خطورة
        
    • أعنف
        
    • أخطر المخلوقات
        
    • أخطر رجل
        
    • أكثرها خطورة
        
    • الاخطر على
        
    Eğer bir memeli iseniz, hayatınızdaki en tehlikeli zaman doğduktan sonraki ilk birkaç saattir. TED إذا كنت من الثدييات، الوقت الأكثر خطورة في حياتك هي الساعات القليلة الأولى بعد الولادة.
    en tehlikeli serpinti parçacıkları en ağırları olduğu için havada süzülür, sokaklarda ve çatılarda toplanır, bu da yer altını veya yüksek binaların ortasını ideal barınaklar yapar. TED بما إن جسيمات التداعيات الأكثر خطورة هي الأثقل، تغرق في الهواء وتُجمع في الشوارع وأسطح المنازل، مما يجعل الملاجئ مثالية تحت الأرض أو في وسط المباني الشاهقة.
    Gücüm beni terk etti, Yolculuğun en tehlikeli kısmını yerine getireceğim: Open Subtitles وتهجرنى قواى يجب ان ان اكمل اخطر جزء فى تلك الرحلة
    Kullanmaya korkan birinin elinde bulunan silah, dünyadaki en tehlikeli silahtır. Open Subtitles المسدس في يد من يخاف استعماله هو اخطر سلاح في العالم
    Sağlamcı olmak senin gibi bir kadın için en tehlikeli şey. Open Subtitles محاولة تجنب المخاطر هو أخطر ما يمكن لامرأة مثلك فعله
    Her neyse, dünyanın en tehlikeli yerlerinden birine doğru yolculuğa başlıyordum. TED فوق كل ذلك، كنت حينها في طريقي إلى واحدة من أخطر الأماكن في العالم.
    Rodeo palyaçoluğu dünyadaki en tehlikeli iştir. Open Subtitles هذا النوع من التنافس هو الأخطر في العالم
    Bu ülkenin konumu her zaman olduğu gibi en tehlikeli durumda. Open Subtitles الوضع الحالي في البلاد.. هو أكثر خطورة الآن من أي وقت مضى
    en tehlikeli erozyon toprakta olan değildir, yaşama duyduğun arzunun yok olmasıdır. Open Subtitles تجريف الأرض ليس الشيء الأكثر خطورة ولكن القدرة على قابلية الحياة
    Cumhurbaşkanı De Gaulle'ün hayatını tehlikeye atmak için... teröristlerin tasarlamış olduğu... en tehlikeli plandır. Open Subtitles المفهوم الأكثر خطورة الذي يمكن ان يبتكرة الإرهابيون لتعريض حياة الرئيس ديجول للخطر.
    sonra, iki banka daha-- çalma sitili-- en tehlikeli olanı. Open Subtitles ثم، مصرفان اخران - أسلوب السيطرة - النوع الأكثر خطورة.
    Ve bu dünya tarihinde ki, bir insan tarafından yapılan en tehlikeli kamp, en tehlikeli şey. Open Subtitles ليس هناك أي خطر. المكان الأكثر خطورة في التاريخ.
    Ama o imparatorluğun en tehlikeli adamı, hain ve devlet düşmanı oldu. Open Subtitles واصبح من اخطر الرجال في الامبراطورية خائن ومتامر ضد الدولة.
    Bu adam dünyanın en tehlikeli teröristlerinden biri. Open Subtitles هذا الرجل يعتبر واحد من اخطر الارهابيين فى العالم
    Onlar Dünya'daki en tehlikeli tatlı su yırtıcılarıdır. Open Subtitles انها اخطر مفترسي المياه العذبة على الأرض
    - Afrika'daki en tehlikeli hayvan hangisidir? Open Subtitles ما هو أخطر حيوان في أفريقيا؟ لابد أن يكون الأسد.
    Mülakatında telsiz kullanımının alan istihbaratında en tehlikeli işlerden biri olduğu hakkında uyarılmıştı. TED في تكليفاتها، جرى تحذيرها من أن العملية اللاسلكية هي من أخطر الأعمال إطلاقاً في مجال الاستخبارات.
    Berlin'den Bangkok'a kadar dünyanın en tehlikeli ajanı olarak biliniyor. Open Subtitles معروف من برلين لبانكوك. بالجاسوس الأخطر في العالم.
    Bir şekilde bunu atlattı ama şu anda sekizinci seride ve en tehlikeli vurucu ile karşı karşıya. Open Subtitles على هذا النحو أو غيره ...لكن ، الآن هو الآن ، في الجولة الثامنة في مواجهة ضارب أكثر خطورة
    Tarihteki en tehlikeli Morganianlar için bir hapishanedir. Open Subtitles وهي سجن... لأكثر وأخطر السّحرة الـ"مرجانيين" على مرّ العصور.
    Juarez: Bu sınırdan haberiniz vardır - dünyanın en tehlikeli sınırlarından biri. TED خواريز: قد سمعتم بالحدود واحد من أكثر الحدود خطورة في العالم.
    Bu baş belası Kara Ceket en tehlikeli olanı. Open Subtitles ، (ذلك الوغد ، (السترة السوداء هو أخطرهم
    Atıkları fırçalama işlemi en tehlikeli nörotoksinleri bile etkisiz hale getirir. Open Subtitles نيروتوكسين الاكثر خطورة تم تحييده من خلال عملية مسح الرغوة
    Dünyadaki en tehlikeli virüslerden birine karşı insan üzerinde deney yapabileceğim tek şansım bu muhtemelen. Open Subtitles هذه ربما فرصتي الوحيدة في الحصول على تجربة بشرية ضد واحدة من أعنف الفيروسات على هذا الكوكب
    Ve bu bölgede, tüm kara üzerindeki en tehlikeli tür yaşardı insan. Open Subtitles وفي هذا الإقليم كانت تعيش أخطر المخلوقات على اليابسة الرجل
    Üstelik arkadaşları onun İngiltere'deki en tehlikeli adam olduğunu söylüyordu. Open Subtitles حتى أنّ أصدقائه قالوا إنّه كان أخطر رجل في بريطانيا.
    Sayın başkan, bugünden itibaren bu gemi dünyadaki en güvenli yer olmaktan çıkıp en tehlikeli yer haline geldi. Open Subtitles ،سّيدي الرئيس، إبتداء من اليوم هذه السفينة تغيرت من كونها إحدى الأماكن الأكثر أماناً على الأرض إلى أكثرها خطورة
    Ve yolların en tehlikeli araçları, yüksek performanslı yüksek bakımlı spor arabalar. Open Subtitles وبعد هذا كله السيارة الاخطر على الطريق أداء عالي , وتكلفة صيانة عالية لهذه السيارة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more