| Eğer döverse onu hapse atarız ve en yaşlı kişi gelip bu durumu | TED | إذا قام بضربها، سنقوم بسجنه، وننادي المشايخ الأكبر سناً. |
| Dünyanın en yaşlı ergeni gibi. 248 yaşında gençlik yardımı alabilir mi? | Open Subtitles | إنه المراهق الأكبر سناً في العالم هل سيكون لديه نمو ليصل لعمر 248 ؟ |
| Dünyada ki en yaşlı adamdan bahsediyoruz burada. | Open Subtitles | نحن نتحدث هنا عن الرجل الأكبر سنا في العالم هنا |
| Dünyanın en yaşlı adamını kim öldürür ki? | Open Subtitles | فكري بعقل ، من يريد قتل الرجل الأكبر سنا في العالمِ؟ |
| en yaşlı kadından hoşlanmıştım ben. | Open Subtitles | أسبق أن أحببت امرأة أكبر منك عمراً؟ لقد أحببت الأمرأة الأكبر عمراً |
| Onun yerine Kıdemlileri - dünyadaki en yaşlı varlıklardan birini- kurtarmak için yeni beynimizi, neokorteksimizi kullanalım. | TED | لكن دعونا بدلا من ذلك أن نستعمل قشرتنا الجديدة، دماغنا الجديد، لإنقاذ الأجداد، بعضًا من أقدم الكائنات على الأرض. |
| Seni rekorlar kitabına alıyoruz. Bir sirkle kaçan en yaşlı adam olarak. | Open Subtitles | سوف ندخلك فى السجلات أكبر رجل هرب مع السيرك |
| Dünyanın en yaşlı adamıyım. Bu kazandım demek. | Open Subtitles | أَنا الرجل الأكبر سناً في العالم ذلك يعني انا فائز |
| Stan Ross, birinci ligde oynayan en yaşlı oyuncu. | Open Subtitles | ستان روس في 47 الرجل الأكبر سناً الى هوميروس في فرق الدوري الرئيسية |
| Artık ailenin en yaşlı üyesi ben oldum. | Open Subtitles | هذا يَجْعلُني الأكبر سناً في عائلتي |
| Muazzam bir şey, dünyanın en yaşlı adamı olmak. | Open Subtitles | الرجل الأكبر سناً في العالم |
| Manş Denizi'ni yüzerek geçen en yaşlı kadın bugün Calais'e vardı. | Open Subtitles | الامرأة الأكبر سناً على الإطلاق التي سَبَحت القناة الإنجليزية (وَصَلتإلىهنااليومفي(كاليه |
| Dünyanın en yaşlı ikinci adamının bunu yapmış olabileceğini düşünüyor, rekoru eline geçirmek için. | Open Subtitles | يعتقد ربما الرجل الثاني الأكبر سنا عملها بنفسه من اجل لقب وشهرة |
| Yarın en yaşlı ben olacağım, ama o zamana kadar çok geç olabilir. | Open Subtitles | سأكون الأكبر سنا غدا لكن ربما يكون هذا متأخرا للغاية |
| Dünyanın en yaşlı adamını kim öldürür? | Open Subtitles | من سيقتل الرجل الأكبر سنا في العالمِ؟ |
| Buradaki en yaşlı adam olarak odanın ortasında ağzını açıp kestirme görevi benimdir. | Open Subtitles | بما أني الرجل الأكبر عمراً من واجبي أن آخذ قيلولة وفمي مفتوح في منتصف الغرفة |
| Aralarındaki en yaşlı olmaktan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره أن أكون الأكبر عمراً هناك |
| They benim sınıfımı esaret altında tutulan en yaşlı kaplanı - Orson- görmemiz için bizi hayvanat bahçesine götürdüler. | Open Subtitles | إصطُحب صفي إلى حديقة الحيوانات لنرى النمر المأسور الأكبر عمراً... |
| Ağaçlar, dünya üzerindeki en yaşlı canlılardır. | Open Subtitles | تعتبر الأشجار من أقدم الكائنات الحيّة على الأرض |
| Ağaçlar, dünya üzerindeki en yaşlı canlılardır. | Open Subtitles | تعتبر الأشجار من أقدم الكائنات الحيّة على الأرض |
| Çocuk gibi davranıyorsun ve bu çok garip çünkü sen tanıdığım en yaşlı insanlardan birisin | Open Subtitles | أنت تتصرف كالأطفال و هذا يبدو غريباً لأنك من أقدم الناس الذين أعرفهم |
| Hatta yattığım en yaşlı adam sensin. | Open Subtitles | في الحقيقة, أتدري؟ أنت أكبر رجل ضاجعته أبداً |