| Dünyadaki en yetenekli küçük kızın babası olduğumu düşünmem yanlış mı olur sence? | Open Subtitles | هل سيكون من الخاطيء أن أقول إني والد الفتاة الأكثر موهبة في العالم؟ |
| California eyaletindeki en yetenekli genç müzisyenler karşınızda olacak. | Open Subtitles | إنه لقاء يجمع الموسيقيين الشباب الأكثر موهبة في ولاية كاليفورنيا |
| Belki en yetenekli takımı kuramayabiliriz ama kesinlikle en haşini olacak. | Open Subtitles | حسناً، يحتمل أن لا نملك الفريق الأكثر موهبة ولكننا سيكون لدينا أشرس فريق بالتأكيد |
| Benim ajansımın en yetenekli kopya editörüyüm, Ve beni kovdu. | Open Subtitles | لقد كنت أمهر مديرة تحرير في الوكالة وقد قاموا بطري |
| Beyne dışarıdan bir cisim soktuğunuzda bu en yetenekli cerrahın elindeki iğne inceliğinde bir bıçak bile olsa pek çok risk vardır hâlâ. | Open Subtitles | حين يدخل جسم غريب إلى الدماغ حتى ولو بسكين رفيع مثل الإبرة فى يد أمهر الجراحين فيظل هناك خطورة كبيرة |
| en yetenekli gençleri istiyorsan erkenden işe almalısın. | Open Subtitles | هل تريدين أفضل المواهب الشابه؟ لقدحصلتِعليها! |
| Aynı zamanda Kraliyet Akademisinin yetiştirdiği en yetenekli cerrahsın. | Open Subtitles | و أنت أيضاً الجرّاحَ الأكثر مهارة التى أنجبته الكليَّةُ الملكيةُ |
| Bizleri 1958 Dünya Kupası'nda temsil edecek en yetenekli 22 oyuncumuz şu isimlerden oluşuyor; | Open Subtitles | اثنان و عشرون من افضل اللاعبين المحترفين لتمثيل البرازيل في نهائي كأس العالم 1958 و هي كالتالي |
| Müzik okulunun en yetenekli öğrencisi olmadığını söyledi. | Open Subtitles | قال بأنّه لم يكن الطالب الأكثر موهبة في مدرسة الموسيقى |
| Sadece en yetenekli pukalemun yan yana sıralanmış gösterişli ve modern binalardaki gibi klasikleşmiş Beaux Art tarzında şaheserler tasarlayabilirdi. | Open Subtitles | و فقط الحرباء الأكثر موهبة تستطيع تصميم هاته التحف الكلاسيكية الجميلة و الى جانب ذلك حدود ملساء و حديثة |
| Sadece en yetenekli pukalemun yan yana sıralanmış gösterişli ve modern binalardaki gibi klasikleşmiş Beaux Art tarzında şaheserler tasarlayabilirdi. | Open Subtitles | و فقط الحرباء الأكثر موهبة تستطيع تصميم هاته التحف الكلاسيكية الجميلة و الى جانب ذلك حدود ملساء و حديثة |
| Dünyadaki en yetenekli erkek nasıImış bakalım? | Open Subtitles | كيف هو حال الرجل الأكثر موهبة في العالم؟ |
| En sevdiğim yazar İskoçya'nın en yetenekli senaristiyle. | Open Subtitles | يجري تكييفها الكاتب المفضل من قبل كاتب السيناريو الأكثر موهبة في اسكتلندا، |
| Bence kızınız tanıştığım en yetenekli insan. | Open Subtitles | أظن أن ابنتك هي الشخص الأكثر موهبة أوافق الرأي |
| Dünyanın gördüğü en yetenekli hacker. | Open Subtitles | إنه أمهر قرصان إلكتروني شهده العالم قطّ. |
| Amerika dünyadaki en yetenekli, üretken ve girişimci işçilere sahip. | Open Subtitles | أمريكا ليها أمهر الموهوبين والمنتجين |
| en yetenekli Nen kullanıcısı dahi dövüş sırasında bunu algılamakta güçlük çekerdi. | Open Subtitles | "أمهر مُستخدمي "النين" ما كانوا ليكشفو تلك الحيلة أثناء قتال" |
| en yetenekli genci mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريدين أفضل المواهب الشابه؟ |
| en yetenekli insanlara ulaşabilme iznim var. | Open Subtitles | لديّ إمكانية بجلب أفضل المواهب المتاحة. |
| Plainview'daki en yetenekli kişi. | Open Subtitles | مخطط أفضل المواهب |
| Görüştükleri en yetenekli insan bendim. | Open Subtitles | أنا الأكثر مهارة بين الأشخاص الذين قابلوهم. |
| Bir kaç gündür buradasın, en yetenekli danışmanımla çelişiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ هنا منذ أيام قليلة تناقضين عضوة مجلسي الأكثر مهارة |
| Bizleri 1958 Dünya Kupası'nda temsil edecek en yetenekli 22 oyuncumuz şu isimlerden oluşuyor; | Open Subtitles | اثنان و عشرون من افضل اللاعبين المحترفين لتمثيل البرازيل في نهائي كأس العالم 1958 و هي كالتالي |