| Şu demek: bu sayede endişelenmemize gerek kalmayacak... köpek hamile mi kaldı diye. | Open Subtitles | هذا يعني فقط انه بهذه الطريقه ليس علينا القلق حول حمل هذا الكلب |
| Yumurtalarımızı da oraya bırakıyoruz. Diğer yumurtalar veya başka bir şey için endişelenmemize gerek kalmıyor. | TED | ونضع البيض هنالك. ليس علينا القلق حول بويضات أخرى أو أي شئ مثل ذلك. |
| Bu çocuk için endişelenmemize gerek yok. Başının çaresine bakabilir. | Open Subtitles | لا داعى أن نقلق بهذا الشأن يبدو أنها ستعتنى بنفسها |
| Erken dönmesinin çok önemli olduğunu ve gayet iyi durumda olduğunu söyledi. endişelenmemize gerek yokmuş. | Open Subtitles | لقد قال بأنه من المهم أن تعود مبكراً وبأنها علي ما يرام وألا نقلق |
| 36 saattir onu gören olmamış. Bu endişelenmemize neden oluyor tabii. | Open Subtitles | لا أحد شاهدها منذ 36 ساعة لذا هذا داعي للقلق بالتأكيد |
| Olursa endişelenmemize gerek olmaz, çünkü ilk günden dört bir yana dağılacağız. | Open Subtitles | فحينها لا داعى للقلق حيث سنكون جميعنا فى مهب الريح من أول يوم |
| Artık Nazi oyunumuz hakkında endişelenmemize de gerek yok. | Open Subtitles | حسناً , لن يكون علينا القلق حول تلك المسرحية التي تتناول النازية بعد الآن |
| Hayır, bunu anlamaz, ama bunun için endişelenmemize gerek yok... | Open Subtitles | لا , هو لن يتفهم لكن ليس علينا القلق من ذلك |
| Tamam. Artık sesli mesaj için endişelenmemize gerek kalmadı. | Open Subtitles | حسناً، يمكننا التوقف عن القلق بشأن البريد الصوتي الأن |
| Para ve kalacak yer konusunda endişelenmemize gerek kalmayacak. | Open Subtitles | ما عاد علينا القلق حيال تخزين المال بعد الآن. |
| Otoparktaki güvenlik kameraları önceden ayarlanmış kimlik konusunda endişelenmemize gerek kalmadı ama ip adresinden sonuç alamadık. | Open Subtitles | تم تعديلها لذا ليس علينا القلق بأن نُفضح ولكن تحديد موقع الرساله، لم نعرفه |
| Borçlarımızdan biri için artık endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | حسنٌ، ثمّة دين لا يجب علينا القلق حياله بعد الآن. |
| İşgal için endişelenmemize gerek varmı mars'lılardan? | Open Subtitles | أقول، هل يجب أن نقلق بخصوص إحتلال من مخلوقات فضائية مريخية من الفضاء الخارجي؟ |
| Gemiyle beraber yok olduğuna göre, bu konuda endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | لحسن الحظ، لاداعي أن نقلق بشأن ذلك بما أنها قد حطمت مع السفينة |
| Sadece bir gözünü gördüğümüz için endişelenmemize gerek yok, değil mi? | Open Subtitles | الآن ، هل يجب أن نقلق على الإطلاق بأنا نرى عين واحدة؟ |
| Onu ısırma. Sanırım artık endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | . انا اعتقد اننا لا يجب ان نقلق بشأن هذا المغفل بعد الان |
| endişelenmemize gerek olmayacak bir annesi ve kız kardeşi var. | Open Subtitles | لديه والدة وأخت الذين ليس علينا ان نقلق حولهم |
| O herif ne vakittir ortalıkta görünmüyor. Belki de endişelenmemize gerek kalmamıştır. | Open Subtitles | لم نرى هذا الرجل منذ ذلك الحين لذلك ربما لا يوجد داعى للقلق |
| Catlin konusunda endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | حسنا ،نحن لم يكن لديك ما يدعو للقلق كاتلين. |
| Bunun için endişelenmemize henüz gerek yok bence. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه يوجد داعٍ للقلق من هذا حتى الآن |
| Öldüren ben olduğuma göre, katil konusunda endişelenmemize gerek kalmadı. | Open Subtitles | لحسن الحظ أنّه لا داعي للقلق من إيجاد قاتل هذا الشخص لأنه كان أنا. |
| Altı numara bununla ilgilendi. Uzun bir süre onun için endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | لقد تمّ الاهتمام بأمر رقم (ستّة)، لذا فهو لم يعد مصدر قلق لنا |