| - Hâlâ bir alanımız olmadığından üretim kabiliyetimiz hakkında endişeleri var. | Open Subtitles | لديهم مخاوف حول قدرتنا على الانتاج لاننا لا نمتلك المساحه الكافيه |
| İçinde kalan tüm korkuları ve endişeleri bırak oğlum. | Open Subtitles | إطرح جانبا أى مخاوف أو شكوك تظل فى داخلك يا بنى |
| Ailesi orada çok önemli bir aile, bu yüzden böyle konularda endişeleri var. | Open Subtitles | عائلته مهمة هناك ، لذلك أنه قلق بشأن ذلك. |
| Belki endişeleri ya da sorunları vardı ama kapıdan girince artık önemi kalmıyordu. | Open Subtitles | كالجنة أفهم أن لديك قلق و مخاوف لكن لمجرد عودتك.. |
| Yani, bilirsin, aklıma gelen tek şey dublörlerle ilgili bir takım endişeleri olabileceği. | Open Subtitles | أعني، الشيء الوحيد الذي يُمكننيالتفكيرفيه.. ربما لديهم بعض المخاوف عن إختيار نجم مشهور. |
| Tüm yeni medya teknolojisi gizlilik endişeleri taşıyor. | TED | فكل تكنولوجيا وسائل الإعلام الجديدة تُثير المخاوف حول الخصوصية. |
| İçinde kalan tüm korkuları ve endişeleri bırak oğlum. | Open Subtitles | إطرح جانبا أى مخاوف أو شكوك تظل فى داخلك يا بنى |
| ..ve yarısından haber alınamadığını, korkulanın olduğuna dair endişeleri olduğunu bildirdiler. | Open Subtitles | وهناك مخاوف من أن نصْفهم مفقودون والمخيف أنهم مختفون |
| Geçen, endişeleri olduğunu söylediğimde nazikçe konuşmuştum sadece. | Open Subtitles | عندما قلت في وقت سابق كانت لديهم مخاوف كنت دبلوماسيه |
| Benim bazı endişelerim var ve bu endişeleri polisle paylaştım ama ne yazık ki, caniyi yakaladıkları fikrine o kadar bağlılar ki, endişelerimi göz önüne bile almayacaklardır. | Open Subtitles | أن عندي بعض المخاوف مخاوف ربطتها بالشرطة ولكن للأسف هم يعتقدون أنهم بالفعل |
| İleride daha da kanlı geçeceği kesin olan çatışmalara girecek ek asker sevkiyatı asi kademeler arasında ve dünya çapındaki endişeleri artırıyor. | Open Subtitles | حشد المزيد من القوات في ما هو مؤكد* *أن تكون أكثر المعارك دموية، قد زرع مخاوف كبيرة بين صفوف* *المتمريدين و العالم |
| Protestocuların, sistemli bir süreci zayıflatabileceği endişeleri var. | Open Subtitles | هناك قلق من أن المتظاهرين قد يضعفون مايمكن أن يكون عملية منظمة |
| Eh, madem arkadaşısınız, o halde bilmelisiniz ki bu endişeleri taşıyan tek hükümet bizimki değil. | Open Subtitles | كصديقه، يتحتم عليك إعلامه أنه ليست حكومتي وحدها من لديها قلق شديد |
| Ailesi orada çok önemli bir aile, bu yüzden böyle konularda endişeleri var. | Open Subtitles | عائلته مهمة هناك لذلك أنه قلق بشأن ذلك |
| Sanırım Bayan King seninle aynı endişeleri paylaşmıyor. | Open Subtitles | "فقط ظاهر ان للآنسه "كينج ولك لا يوجد قلق واحد |
| Performans ile ilgili endişeleri olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان يملك بعض المخاوف على آداء الجهاز |
| Son görüşmemizde, Christian bazı endişeleri olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | عندما أجتمعنا أخر مره,كريستيان كان لديه بعض المخاوف |
| Ancak duyduğunuz endişeleri de rapor etmişsiniz. | Open Subtitles | ولكن تقريرك أيضاً يثير العديد من المخاوف |
| Yöneticimiz, yabancı terörizm endişeleri yüzünden geri çağırana kadar. | Open Subtitles | حين أبدا المدير قلقه بشأن الإرهاب الأجنبي. |
| Başkan Cooper'ın ölümü ve tüm olanların... zamanlaması ile ilgili endişeleri var. | Open Subtitles | هم قلقون بخصوص التوقيت مع موت الرئيس كوبر و كل شيء آخر |
| Seninle ilgili endişeleri var. | Open Subtitles | إنّها قلِقة عليك , تعلم ذلك |
| Tek endişeleri bu akşam gelen mühim bir müşteri. | Open Subtitles | قلقهم الوحيد هو ، وصول عميل مهم الليلة |
| Araştırmalar sürekli bu endişeleri ortaya koyuyor. | TED | تُظهر الاستطلاعات بصورة منتظمة اهتمامات بشأن الخصوصية. |