| Endişeni anlıyorum ama bu meseleyi kıdemli görevdaşlarımla görüştüm. | Open Subtitles | أتفهم قلقك لكننى ناقشت هذة المسألة مع مساعدىّ |
| Endişeni takdir ediyorum, ama bunu hallettim ben. | Open Subtitles | حسنا؟ أنا أقدر قلقك ولكنني أستطيع أن أغطي المصاريف |
| Endişeni anlıyoruz, ama Dünya'yı kurtarmak için o silahlar gerekli. | Open Subtitles | نفهم قلقك لكن هذه المدافع مهمة لإنقاذ الأرض |
| Bak, Endişeni anlıyorum ama önce dinle. | Open Subtitles | استمعي لي ، لقد حصلت على مخاوفك لكن استمعي لي جيدا |
| Endişeni takdir ediyorum ama annem zaten gidebileceğimi söyledi. | Open Subtitles | أقدر حقاً اهتمامك لكن أمي وافقت على ذهابي بالفعل |
| Durumunun tam olarak farkındayım Declan ve Endişeni takdir ediyorum... | Open Subtitles | أنا خائفة من الوضع يا ديكلان وأنا أقدر لكَ إهتمامك |
| Endişeni anlıyorum, buraya nereden geldiğini biliyorum. Ama sorduğum şeyi yap. Sorduğun mu? | Open Subtitles | أعي قلقكَ و اعلم سببه، لكن رجاءً أفعل ما طلبته منكَ. |
| Bir kardeş olarak Endişeni anlıyorum ama saklayacak hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | حسنا، أقدر قلقك الأخوي لكن ليس لدي ما أخفيه |
| Haftaya tekrar beni görmeyi kabul etmen şartıyla sana Endişeni azaltacak bir şeyler vereceğim. | Open Subtitles | سأعطيك شيئا ليقضي على قلقك ولكن على شرط أن تأتِينَ لرؤيتي الاسبوع القادم |
| Endişeni uygun şekilde odaklamaya çalışıyorum sadece. | Open Subtitles | لست الوحيد الذي أخطأ هدفه أردت فقط أن أجعل قلقك |
| Endişeni takdir ediyorum ama iyiyim. Teşekkürler. | Open Subtitles | حسنٌ، أنا أقدّر لك قلقك لكن أنا بخير، شكرًا لك |
| Bana Endişeni ifade etmiştin. | Open Subtitles | لقد عبّرت عن قلقك لي أنه كي تتشارك فعلاً مغ قبطانك |
| Hayır.Sırf senin Endişeni durdurmak için en değerli servetimizi yakamam. | Open Subtitles | لا ، لن أخاطر بحرق مصدرنا الأكثر قيمة بالداخل هُناك فقط لتهدئة قلقك |
| Endişeni takdir ediyorum, ama seni alakadar etmez. | Open Subtitles | ، أقدر لك قلقك عليها لكنها ليست من إختصاصاتك |
| Endişeni anlıyorum ama.. bunu halledebilirim. | Open Subtitles | أقدر لك قلقك لكنني سأهتم بهذا الأمر بمفردي |
| Bak lisans konusunda Endişeni anlıyorum. | Open Subtitles | .حسناً، أتفهّم مخاوفك بشأن الرخصة |
| Müsaadenle, asıl Endişeni öğrenebilir miyim? | Open Subtitles | هل ليّ أسأل، ما هي مخاوفك بالضبط؟ |
| Endişeni anlıyorum ama eğer zamanım geldiyse zamanım gelmiştir. | Open Subtitles | أشكر لك اهتمامك و لكن إن حانت ساعتي فقد حانت |
| Endişeni takdir ediyorum ama korkması gereken ben değilim. | Open Subtitles | أقدر إهتمامك ولكنني لا أتواجد في الجانب الخطر |
| Walter, Endişeni anlıyorum ama bunun zayıf nokta olduğundan emin değiliz. | Open Subtitles | (والتر)، أتفهّم قلقكَ لكنّنا لا نعرف بالتأكيد أنّنا وجدنا بقعة لينة |
| O zaman tüm korku ve Endişeni öksürüp çıkarabilirdin, ama yapamam. | Open Subtitles | لأن هذا يمكن أن يزيل خوفكِ و قلقكِ لكنني لا أستطيع عانقها |
| Belki de Endişeni hissediyor. | Open Subtitles | ربما هو يشعر بقلقك |
| Ancak Endişeni anlıyorum. | Open Subtitles | لكن أقدر أهتمامكِ. |
| Kulaklarım bacaklarımdan daha iyi çalışır. Endişeni anlıyorum ama bir sorun çıkmayacak. | Open Subtitles | أذني تعملا أفضل من قدمي، أقدّر إهتمامكَ ، لكنـّي سأكون بخير. |