| Daha fazla enerjim kalmadı ve yerimi alacak pekçok yetenekli insan var. | Open Subtitles | أنا لم يعد لديهم الطاقة وهناك العديد من الموهوبين ليحل محل لي. |
| Bak, Bob, ben, sadece... tüm bunlar için enerjim yok. | Open Subtitles | اسمع ، بوب لا أملك الطاقة للقيام بذلك كله |
| Bazen de pek iyi olmuyorum... enerjim filan kalmıyor. | Open Subtitles | وفي بعض الأحيان لا أكون كذلك ولا فائض من الطاقة لدي |
| Harika bir çocuk ama enerjim de bir yere kadar. | Open Subtitles | أعني، أنه طفل رائع.. ولكن من لديه طاقة لهذا؟ ووالدتك.. |
| Mutfak. Hayır, ben böyle iyiyim. Bu iş için enerjim yok. | Open Subtitles | كلا، أنا على ما يرام يا صاح، لا أملك طاقة لذلك. |
| Saat sabahın 3'ü tamam mı? Bitmemiş bir tasarımı savunacak enerjim yok. | Open Subtitles | انها الثالثة صباحا، ليس لدي طاقة لأدافع عن تصميم لم ينتهي |
| Duygusal olarak zarar verecek enerjim de yok. | Open Subtitles | أنا حتى ليس لدي الطاقة لكي أؤذيهم عاطيفيا |
| Ha! "Hayır" diyecek enerjim kalmadı. | Open Subtitles | ممكن ان نضيف الحزام ليس لدي الطاقة لأقول لا مرة اخرى |
| O kadar çok enerjim var ki, elim dans edip duruyor. | Open Subtitles | أنا لدي من الطاقة الكثيير حتى أن يدي لا تتوقف عن الرقص |
| Tekli sekse yetecek kadar enerjim bile yok benim. Delilik bu. | Open Subtitles | ليست لدي الطاقة حتى لِعلاقة أُحادية، هذا جنون |
| Daha önce hiç olmadığı kadar enerjim var. | Open Subtitles | امتلك الكثير من الطاقة التي لم تكن في حوزتي سابقاً. |
| ...enerjim ve motivasyonum azalıyor. | Open Subtitles | هو عجز في القيام بأي شيء و ضُعف في الطاقة |
| O yüzden başka bir bebeğe ayıracak ne zamanım ne de enerjim var James. | Open Subtitles | وتأكدت أنه يأكل خضرواته، لذا لا أملك الوقت أو الطاقة أو المكان لطفل آخر جايمس. |
| Gerçek şu ki, onunla telefonda konuşacak bile, yeterli enerjim yoktu. | Open Subtitles | الحقيقة، أنا لَمْ عِنْدي حتى طاقة الهاتفِ الكافيةِ لها. |
| enerjim yok. -Bence sorun bu değil. | Open Subtitles | ليس لدي طاقة فقط لا أعتقد أن هذه هي مشكلتك |
| Yeterli enerjim yok. Bunun senin sorunun olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | ليس لدي طاقة فقط لا أعتقد أن هذه هي مشكلتك |
| Ki bunun anlamı, fazlasıyla artık hücresel enerjim var. Bunun için. | Open Subtitles | وهذا يعني أنه لدي طاقة خليوية متبقية تكفي لفعل هذا |
| Sonra, yeterince enerjim olursa, televizyona doğru yürüyebilir ve size onun ne kadar ince olduğunu gösteririm. | Open Subtitles | لاحقاً وإذا كان لدي طاقة كافية سنسير إلى التلفاز وأريكم كم هو قليل السخانة |
| Pardon ama, bence ben senden daha iyi durumdayım. Aslına bakarsan, paylaşacak kadar bile enerjim var. | Open Subtitles | استمحيك عذراً، أعتقد أني أتقبل الأمر أكثر منّك، وبحقيقة الأمر، لديّ طاقة احتياطية |
| O çok ağır, ve benim enerjim bitmek üzere.. | Open Subtitles | إنّه ثقيل جداً وأنا لسيت لديّ طاقة كافية |
| Herkes benden bir şey istiyor, halbuki hepsini yapmaya enerjim yok. | Open Subtitles | كل الناس تريد شيئا مني وانا لا املك الطاقه لذلك على الاطلاق. |
| - ...enerjim yok şu anda. - Kavga etmeye gelmedim. Ne oldu? | Open Subtitles | لأتشاجر معك الآن لم آت الى هنا للشجار |
| Bütün enerjim kral naibi olmak için harcanmak zorunda ve bunu yalnız yapamam. | Open Subtitles | يجب أن أصب كل طاقتي من أجل الحصول على الوصايه لايمكنني إتمامها لوحدي. |