| Beyinde hasar oluşmasını engellemenin tek yolu vücut ısısını düşürmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لمنع تلف المخ هي بتخفيض درجة حرارة الجسم | 
| Kitty'e dedim ki, "Kahyanın kaçmasını engellemenin tek yolu ayaklarını kesmektir. | Open Subtitles | لذا قلت لـ كيتي الطريقة الوحيدة لمنع كبير الخدم من الهروب هي بقطع قدميه | 
| Bunu engellemenin tek yolu borcun geri kalanını ödemek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لمنع ذلك بدفع كل الأقساط المتأخرة دفعة واحدة. | 
| Bunu engellemenin tek yolu ona bu anlaşmayı feshettirmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لإيقاف الإتفاق هي أن نجعلها تقوم بإلغائه | 
| Türümün yok olmasını engellemenin tek yolu babamı bulmak. | Open Subtitles | المنظمة السرية التي تصطادنا، والطريقة الوحيدة للحفاظ على نوعيّ من الإنقراض، هي العثور على والدي. | 
| Kendi ölümümü engellemenin tek yolu onu etkisiz hâle getirecek daha büyük bir kehanet yaratmaktı. | Open Subtitles | و هكذا، فإن الطريقة الوحيدة لمنع موتي كان بخلق نبوءة أكبر لإبطالها | 
| Bunu engellemenin tek yolu protomokelü yok etmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لمنع ذلك هي تدمير ذلك بالكامل. | 
| - Bir beyaz ışıklını..., ...beyaz ışıklı olmasını engellemenin tek yolu onun kendi canını almasını sağlamaktır. | Open Subtitles | - الطريقة الوحيدة لمنع - المُضيئين " من أن يصبحوا هكذا " هي بجعلهم يدمّرون حياتهم | 
| Efendim, bu nükleer bombaların Birleşik Devletler topraklarında patlatılmasını engellemenin tek yolu sizin güvenlik tasarınızdaki maddelerden geçiyor. | Open Subtitles | سيدى, الطريقة الوحيدة لإيقاف ...هذه الأسلحة النووية ...من أن تنفجر على أرض أمريكية هى عبر الإقتراحات الموجودة فى خطتك الأمنية | 
| Türümün yok olmasını engellemenin tek yolu babamı bulmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للحفاظ على نوعي من الإنقراض هي إيجاد أبي | 
| Türümün yok olmasını engellemenin tek yolu babamı bulmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للحفاظ على نوعي من الإنقراض هي إيجاد أبي | 
| Türümün yok olmasını engellemenin tek yolu babamı bulmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للحفاظ على نوعي من الإنقراض هي إيجاد أبي |