| Ama bu gece, hiçbir şey iyi vakit geçirmemi engelleyemez. | Open Subtitles | ولكن هذه الليلة لاشي يمنعني من ان امضي وقت ممتع |
| Onu bulacağım. Ne sen ne polis ne de bir başkası o herifi bulmamı engelleyemez. | Open Subtitles | سأجده، لا أنت ولا الشرطي ولا أي شخص آخر سيمنعني منه |
| Bu dünyada hiçbir güç torunumu bulmamı engelleyemez. | Open Subtitles | لا توجد قوة في هذا العالم قادرة على إيقافي عن إيجاد حفيدتي |
| Bir kere harekete geçti mi, kütüklerin düşmesini hiçbir şey engelleyemez. | Open Subtitles | عندما يتحرر ذلك, لا شئ سيمنع هذا الجزع من السقوط |
| Hiç bir şey, gerçekten hiç bir şey bizi engelleyemez. Garanti. | Open Subtitles | لا شيء وأنا أعني هذا سيقف في طريقنا الليلة، أضمن لك ذلك |
| Evden kaçıp, amcasının harcamaları sayesinde, skandal bir evlilik yapan bir kızın küçük yaştaki ablası, bu beraberliği engelleyemez. | Open Subtitles | أتظنين أنه يمكن إعاقته بواسطة امرأة دنيئة الأصل و الذي سبب فرار أختها مع عشيقها بفضيحة زواج اضطراري و تم تنفيذه على نفقة خالك |
| Bana kro-magnon ya da eski kafalı diyebilirsin ama bu seni eve götürüp yatağa ayıp gerçek bir erkek nasılmış diye göstermemi engelleyemez. | Open Subtitles | تقليديّ أو بدائي بأنني تقولي أن ويمكنكِ هذا من أي يوقفني لن ولكن الليلة سريري وإلى المنزل إلى أخذكِ عن |
| Altuzaya geçtikten sonra, bizim bir sonraki varoluş seviyesine geçmemizi hiçbir şey engelleyemez. | Open Subtitles | عندما نصبح في الفضاء الثانوي لا شيء يمكن أن يمنعنا من الاستمرار على المستوى التالي من الوجود |
| O kadın bir şeytan ve hiçbir şey onu öldürmemi engelleyemez. | Open Subtitles | تلك المرأة شريره ولن يمنعني احد من قتلها |
| Ama aptal bir birleşme benim geleceğin Pat Kingsley'yi olmamı engelleyemez. | Open Subtitles | لكن لن أدع شخصا غبيا يمنعني من أن أصبح بات كينغسلي القادمة |
| İçgüdülerimin peşinden gitmemi hiçbir şey engelleyemez, Ajan Lisbon. Bunun için özür dileyecek değilim. | Open Subtitles | (لا شيء يمنعني من إتّباع غرائزي ، عميلة (ليزبن ولن أعتذر عن ذلك |
| Ve hiç birşey ona ulaşmamı engelleyemez. Kader, kısmet hatta siz bile. | Open Subtitles | و لا شئ سيمنعني منه، لا القدر و لا المصير، و لا أنت أيضاً بالطبع |
| Düğüne gelmemi hiçbir şey engelleyemez. | Open Subtitles | لا شيء سيمنعني من حضور زفافك |
| Korkacak bir şeyim yok. Kimse Jean'ı görmemi engelleyemez. | Open Subtitles | " (لاشئ سيمنعني من مواعدة (جين " |
| Ve hiçbirşey onu satmamı ve parasını... almamı engelleyemez artık! | Open Subtitles | ولا شيء يمكنه إيقافي عن بيعها والاحتفاظ بكلّ النقود |
| Hiçbir şey benim aşık olmamı engelleyemez mi? | Open Subtitles | لا شيء بإستطاعته إيقافي عن الحب؟ |
| Ve hiçkimse, ne sen, ne de Tanrı'nın kendisi bunu engelleyemez. | Open Subtitles | لا احد ولا انتولا الله نفسة سيمنع حدوث هذا |
| Beni dinle! Bugün olacakları kimse engelleyemez. | Open Subtitles | لا سيقف امام يومنا المقدس |
| Evden kaçıp, amcasının harcamaları sayesinde, skandal bir evlilik yapan bir kızın küçük yaştaki ablası, bu beraberliği engelleyemez. | Open Subtitles | أتظنين أنه يمكن إعاقته بواسطة امرأة دنيئة الأصل و الذي سبب فرار أختها مع عشيقها بفضيحة زواج اضطراري و تم تنفيذه على نفقة خالك |
| Kloketra'nın mezarını bulmak için çok yol aldım, ve bunu kimse engelleyemez. | Open Subtitles | لقد سافرت طويلاً لأجد قبر كليوكاترا ولن يوقفني أحد |
| Bir mektup, savaşı kazanmamızı engelleyemez. | Open Subtitles | لن يمنعنا خطاب من أن نكسب الحرب |