| Çok kesin bir şey olmasını istiyorduk, diğer yandan GPS koordinatları, enlem ve boylam aşırı karmaşıktı. | TED | وأدركنا حينها أننا أردنا شيئًا بالغ الدقة، لكن إحداثيات الملاحة المعتمدة على خطوط الطول والعرض معقدة أكثر من اللازم. |
| Özel Tim, elimizde sabit enlem ve boylam bilgileri var. | Open Subtitles | جبهة البحث نحن نسجلها على خطوط الطول والعرض في نقطة ثابتة |
| Onun enlem ve boylam yerleri parkın bu alanında. | Open Subtitles | خطوط الطول والعرض تضعها في هذه المنطقة من البارك |
| Ya da koordinat. Zaman damgasıyla enlem ve boylam. | Open Subtitles | أو احداثيات خطوط طول ودوائر عرض مع جدولة زمنية |
| O enlem ve boylam. | Open Subtitles | إنها خطوط طول ودوائر عرض |
| Kesinlikle haklısınız, enlem ve boylam vardır. | Open Subtitles | أنت مُحقٌّ تماماً إنها إحداثيات خطوط الطول والعرض |
| Şüphelimiz Betancourt'a ait enlem ve boylam bilgilerini çıkardık. | Open Subtitles | لقد فحصنا خطوط الطول والعرض للمشتبه " بيتنكورت " |
| enlem ve boylam koordinatları bunlar. | Open Subtitles | إنها مجموعة من إحداثيات خطوط الطول والعرض "ستحتاج إلى هذا" |
| Burada görebilirsin, enlem ve boylam. | Open Subtitles | أترى هنا، أنها خطوط الطول والعرض. |
| - enlem ve boylam. | Open Subtitles | خطوط الطول والعرض |
| enlem ve boylam. | Open Subtitles | خطوط الطول والعرض |