| Bazıları şiddetli Epilepsi krizlerinin sonucu bazılarını da kendi kendine yapmış. | Open Subtitles | بعضها كان بسبب نوبات الصرع العنيفة والبعض الآخر هي سببيتها لنفسها |
| Epilepsi hastalarının bazen beyinlerindeki elektriksel aktivitenin izlenmesine ihtiyacı olur. | TED | وهكذا يحتاج مرضى الصرع أحيانا إلى أنشطة كهربائية في مراقبة أدمغتهم. |
| Örneğin, o nöbet geçiren çocuklara bu teşhisin konmasına karşıydı ama bugün biliyoruz ki Epilepsi otizmde çok yaygındır. | TED | مثلا، كان يرفض تشخيص أطفال يعانون من نوبات صرع لكن الآن نعلم أن الصرع شائع عند المصابين بالتوحد. |
| Darbe izi bulunamadi, beyin tumoru yok, ...sakaginda sisme yok, Epilepsi degil, hicbir organik anormallik belirtisi gorunmuyor. | Open Subtitles | لا يوجد علامة على الارتجاج لا ورم في المخ لا خلل مؤقت، لا صرع لا إشارات عضوية لا شيء غريب على الإطلاق |
| Epilepsi hastaları, EGG cihazı beyindeki anormal elektrik faaliyetini ölçebilene kadar zorla hastaneye yatırılabilirdi. | TED | وقد تم حجر المصابين بالصرع بالإجبار إلى أن ساعد الرسم الكهربائي للدماغ بقياس النشاط الكهربائي المعتل. |
| Sesler duyuyorsunuz. - Bunların hepsi Epilepsi'yi gösterir. | Open Subtitles | - هؤلاء كويد أيي يشير إلى إبييبسي . |
| Veya belki Epilepsi ve Epilepsi hastaları hakkında duyduklarımdandı: hastaların asla yalnız yaşamamalarını, kendi başlarına seyahat edememelerini veya işe bile gidememelerini; ihtiyaç duydukları içlerindeki teslim oldukları bir ruh ile dışlandıklarını duydum. | TED | وقد يكون بسب الأشياء التى سمعتها عن الصرع وعن المصاببن به: وأنهم لا يعيشون بمفردهم أبدًا: ولا يسافرون وحدهم مطلقًا أو حتي يحصلون على عمل؛ أنهم منبوذين وتتلبسهم روح هم بحاجة للتخلص منها. |
| Şu an bu aletlerden birini kullanarak epilepsisi olan bir kişi, Epilepsi krizi geçireceğini önceden anlayabiliyor. | TED | وبالفعل، باستخدام أحد هذه الأجهزة يمكن لمريض الصرع أن يتنبأ بإصابته بنوبة قبل حدوثها. |
| Peki eğer bunu Epilepsi için yapabiliyorsak, neden başka bir şey için de denemeyelim? | TED | حسنا، إذا كنا نريد أن نستخدمه لعلاج الصرع ، لماذا بحق الجحيم لا نجربه لشيء آخر؟ |
| Karşı koridorda gençler vardı. Çoğu fahişeydi, bir de Epilepsi hastaları. | Open Subtitles | هناك نساء صغيرات في الجناح المقابل، معظمهن مومسات مصابات بالسل ونوبات الصرع |
| Ölümden bir saat önce, vücut titrer Epilepsi de olduğu gibi. | Open Subtitles | وقبل الموت بساعة واحدة, فالجسم يترنّح.. كما لو أنه الصرع. |
| Tamam, Dilantin Epilepsi için kullanılır ama Mellaril, şizofreni tedavisinde kullanılır. | Open Subtitles | الديلانتين يستخدم لعلاج الصرع و لكن الميلاريل يستخدم لعلاج الفصام |
| Epilepsi veya sara nedeniyle beyinde oluşan kontrolsüz elektrik etkinliklerinden. | Open Subtitles | صرع سببه نشاط كهربائي سريع لا إرادي في الدماغ |
| Hastanın sol ön lobunda muhtemel bir Epilepsi odağı bulunduğunu gösterdi. | Open Subtitles | أظهرت احتمال وجود صرع في الجزء الأيسر المؤقت |
| Ön beyin lobunda muhtemel bir Epilepsi odağını gördüğünüzü söylediniz. | Open Subtitles | دكتور، قلت أنه من المحتمل وجود صرع في الجزء الأيسر المؤقت للدماغ |
| Çok geçmeden, Epilepsi olan insanlar ve aileleri, hatta teşhis konulmayanlar tarafından bile görülmeye ve duyulmaya başladım. | TED | وقبلها بكثير، بدأ أُناس مصابون بالصرع يروني ويسمعونني وأسرهم، وحتى أولئك غير المشخصين به. |
| - Epilepsi olabileceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | - يعتقدون أنّ قد يكون لديها إبييبسي . |
| Epilepsi, pedikür, epidermal. | Open Subtitles | ألتبس في ذلك . حقنة شرجية ، تدريم أظافر ، بشرة |
| Temporalis lob Epilepsi belirtisidir ve yoğun stresli olaylarla tarafından tetiklenir. | Open Subtitles | إنه عرض متلازم مع الفص الدعي الصرعي و يمكن أن يثار بسبب أحداث الحياة الشديدة الإجهاد |
| Bu kâbusların sebebinin Epilepsi olduğunu düşünüyoruz stres değil. | Open Subtitles | هو أن أعتني بكَ في الليل، أبي لكنّنا نقولُ أنّ الكوابيس سببها الصّرع |
| Epilepsi en iyi, karşıt elektriksel uyarı ile tedavi edilebilir. | TED | أفضل علاج للصرع هو بواسطة تنبيه كهربائي متجاوب. |
| Sadece ışığa duyarlı Epilepsi olan bir beyinde bir nöbet tepkisi görülür. | Open Subtitles | لا يمكن إحداث رد فعل صرعي إلا في مخ مُبتلى بصرع تحسسي للضوء |