| - Eric, anahtarları ver. - Neden arabayı ben sürmüyorum? | Open Subtitles | ايريك , عطني مفاتيح السيارة لماذا لااستطيع ان اقود ؟ |
| Eric o yıl güreş takımındaydı, ve Todd kendi canı için boğuşmazdı bile. | Open Subtitles | في السنة التي لعب فيها ايريك المصارعة لم يستطع ايريك المصارعة لانقاذ حياته |
| Wow, sen bu işi biliyorsun Eric, daha önce hiç ayarladın mı? | Open Subtitles | يبدو أنك تعرف الكثير عن هذه الاشياء,اريك. هل حصلت على سيدة قبلا؟ |
| Eric, sana sebebini söyleyemem, fakat bu gece birşeyler yapmam gerekiyor! | Open Subtitles | اريك,لا استطيع ان اقول لك لماذا,ولكن يجب ان احرز تقدما الليلة |
| Şimdi de Washington'daki Avalon Dağı'nda bulunan bilim editörümüz Eric Parker'a bağlanalım. | Open Subtitles | دعنا نذهب إلى المحرّر إيريك علمنا باركر في الجبل أفالون، واشنطن. إيريك؟ |
| Google CEO'su Eric Schmidt bu felsefenin aktif bir uygulayıcısı. | TED | الرئيس التنفيذي لجوحل إريك شميت هو ممارس عملي لهذه الفلسفة. |
| Eric. Bu sanırım bugüne kadarki en güzel noel ağacımız. | Open Subtitles | ايرك انا اعتقد انه هذه افضل شجره قد حصلنا عليها |
| Birimiz bu gece kız düdükleyecekse, Münih'teki Eric Bana sayesinde. | Open Subtitles | اذااستطاع اي شخص ان يضاجع الليله فالسبب سيكون ايريك بانا |
| Ben Eric'e bakayım ama moral desteği lazım olursa mesaj çekersin. | Open Subtitles | امم, سأذهب لأبحث عن ايريك ولكن راسلني اذا احتجت الى دعم |
| Bu işin ne kadar süreceğini biImiyorum. Eric, BerkeIey'e gidecek. Ben de girebiIirim. | Open Subtitles | لاني ظننت ان القضية ستتأخر حتى استطيع جعل ايريك يثق بي في الجامعة |
| Dürüst olmak gerekirse Eric'in yerinde olsaydım sikişmeyi tercih ederdim. | Open Subtitles | لو كنت مكان اريك, كنت تزوجت مجددا انا اكلمك بصراحه |
| Eric Bishop ve Jack Bishop, hırdavatçı, beni ağır çekimde dürtüyordu. | Open Subtitles | اريك بيشوب مع جاك بيشوب, بائع الحدائد, يشوح لي بالصوره البطيئه |
| Hiçbir şey bilmiyorsun, Eric. Kulüpte ona küfür eden birini. | Open Subtitles | ليس لديك ادني فكره, اريك شخص ما أهانه في النادي |
| Pekâlâ, Eric'i kurtarmanın tek yolu beynindeki bilgiyi sonsuza kadar yok etmek. | Open Subtitles | حسناً، الطريقة الوحيدة لحماية، إيريك هي أن نُخرِج المعلومات من دماغه للأبد |
| Ben Eric Bragg. Sanırım seni geçen gün parkta görmüştüm. | Open Subtitles | أنا، إيريك براغ أعتقد أنني رأيتكِ ذلك اليوم في الحديقة |
| Eric'in küçük kasesi ay ışığında en parlak yıldızdan daha parlak şekilde parladı. | Open Subtitles | لَمَعان عقبِ إيريك الصغير جداً في ضوءِ القمر، يُشرقُ ألمعُ مِنْ النجم الألمع. |
| Bunun bedelini ödeyecek. Eric, biraz sağan doğra ve onları etle karıştır. | Open Subtitles | لن يفلت بهذا ، إريك قطِّع بعض البصل و اخلطه مع اللحم |
| Eric, seni seviyorum ve sonsuza kadar seninle olmak istiyorum. | Open Subtitles | إريك ، أحبك و وأريد أن أكون معك إلى الأبد |
| Eric, buraya gel ve şu yatağını topla! | Open Subtitles | اعطني رقم هاتفك ؟ ايرك تعال وارجع رتب سريرك |
| Eric ve KeIso'unun almasını istiyorun. | Open Subtitles | وانا اريد من ايرك وكيلسوا ان يذهبوا وياتوا به |
| Hayır. Bu şeytanın müziği değil. Eric'in müziği. | Open Subtitles | لا هذه ليست موسيقى الشياطين هذه لايرك |
| Bayan Forman, ben her zaman Eric'e değer vereceğim... ama, bitti. | Open Subtitles | السّيدة فورمان، أنا سَأَهتمُّ بإيريك دائماً لكن، هو إنتهى. |
| Eric'le ayrıldığımızda, onu hemen unuttum. | Open Subtitles | عندما انا وايريك انفصلنا .. تخطيته بنفس الوقت |
| Yani burada yapabileceğimiz bir sürü heyecan verici şey var. Bir sonraki kısmı Eric'e havale ediyorum. | TED | وحتى لا يكون هناك الكثير من الأشياء المثيرة يمكن أن نفعله هنا، وسوف ننتقل لاريك للجزء القادم. |
| Eric Lamensoft'a bu fiyattan verdiğini biliyorum. | Open Subtitles | انا اعرف فى الحقيقة انك اعطيتى هذا السعر لايريك لامونسفت |
| Daha sonra, anavatana kabul edildiğimde Eric tavsiye mektubumu yazmıştı. | Open Subtitles | بعد ذلك, كتبت لإريك توصيتي عندما قبلت في الأمن الوطني |
| Bu nasıl oldu? Eric'i basketbolda yendim. | Open Subtitles | هزمت إيرك في الكرة السله مآ هو الشي المهم؟ |