"eridiği" - Translation from Turkish to Arabic

• يذوب
• ذوبان
• تذوب
• ذابت

Gün ışığının karanlıkta eridiği bir dünyada.
إلى العالم حيث يذوب ضوء الشمس ويستحيل إلى الظلام ظلام

Bu erkeklerin toplara sopayla vurmayı sevdikleri zaman, karların eridiği zaman.
هنا حيث يحبّ الشباب ضرب الكرات بالعصي عندما يذوب الثلج

Beaufort Denizi'nde buzların eridiği yerlerde açık denizde su üstünde görüyoruz onları.
غدونا نراهم في بحر بيفورت وهم عائمون على سطحه جراء ذوبان غطاءه الجليدي

Buzullar eridiği için yakalandı.
لقد تم محاصرته في ذوبان الجبال الثلجية

Dondurma eridiği için bunu söylüyorum çünkü yabani hayvanları buraya çekiyor.
فقط ذكرت ذلك لأن البوظة تذوب وبدأت بجذب الحياة البريّة

eridiği zaman dilde güzel bir tat bırakması gerekir.
بعد ذلك عندما تذوب تترك مذاقاً طيباً

Ancak, buz küpün eridiği için..
على اي حال لأن مكعبات الثلج لديك قد ذابت

Buzlar eridiği için kutup ayılarının boğulmasının ne kadar üzücü olduğunu düşünüyorum.
أفكر في كم هو محزن أن الدببة القطبية تغرق... لأن كل الثلج يذوب... .

Balmumunun yangının önünde eridiği gibi.
"كما يذوب الشمع أمام النيران"

Sanırım artık buzlar eridiği için ...
وأظن أن من الجليد الآن ذوبان...

Buzların eridiği bir yer.
هناك ذوبان الجليد.

- Buzların eridiği bir yer.
A ذوبان الجليد.

# Bulutlardan çok yüksekte bir yerde uyanmayı # # Ben # # Dertlerin limonlu şeker gibi eridiği #
"وأستيقظ حين تكون القيوم قد تجاوزتني" "حين تذوب المشاكل كقطرات الليمون"

Bir volkanın kalbi kayaların bin derece sıcaklıkta gözlerinizin önünde eridiği cayır cayır yanan bir fırın.
"قلب بركان" "فرن ناري ملتهب" حيث تذوب الصخور أمامك" "عند ألف درجة مئوية من الحرارة

Beyinleri tamamen eridiği için iletişim kuramıyorsundur.
حسناً , كأنّ أدمغتهم قد ذابت بالكامل لذلك لا يوجد إتّصال روحي يحصل بها