| Yazla gelecek erimeyi beklemektense, donmuş denizin üzerinde hızla güneye ilerliyorlar. | Open Subtitles | بدلاً من إنتظار الذوبان الصيفي للجليد ، فإن الوافدون الجدد يذهبون بإستعجال للجنوب فوق البحر المتجمد. |
| Buzların erimesiyle oluşan sular denize karışıp erimeyi hızlandırıyor. | Open Subtitles | تنساب مياه الذوبان من الأرض لتختلط بالبحر مما يسرع من ذوبان القشرة الجليدية فوق البحر |
| Küresel ısınmaya rağmen buzullar erimeyi kesti. | Open Subtitles | على الرغم من الاحتباس الحراري فإن الجليد القطبي توقف عن الذوبان |
| Amerikalıların erimeyi önlemeye çalışan programcıları var. | Open Subtitles | الأمريكيون لديهم مبرمجين يحاولون إيقاف الانصهار |
| Nükleer erimeyi, kayayı uzaylının çocuklarımızı kullandığını. | Open Subtitles | الانصهار و الصخرة والمخلوق الفضائي الذي يتلاعب بأطفالنا |
| Buz tabakalarındaki erimeyi durduracak bir teknoloji. | Open Subtitles | فهناك تقنية يمكنها وقف ذوبان طبقات الجليد |
| Bilimadamlarının öngöremediği şey, buzun eridikçe bu büyük siyah su ceplerinin oluştuğu ve bunların güneş enerjisini emip erimeyi hızlandırdığıydı. | TED | ولم يتوقع العلماء ذوبانها بهذه السرعة ان المسطحات الممتدة التي تتشكل على سطح الماء تمتص مساحة اكبر من اشعة الشمس مما يسرع عملية الذوبان |
| Eriyen buzul suları karadan, denize akarak deniz suyuyla karışır ve erimeyi hızlandırır. | Open Subtitles | المياه الذائبة الباردة ، تتدفق من الأرض... مختلطة مع البحر و معجلة من عملية الذوبان... |
| Bu da erimeyi hızlandırır. | Open Subtitles | يُعجّل هذا من عملية الذوبان |
| Önce erimeyi durdurmamız gerek. | Open Subtitles | هو أن نوقف الذوبان |
| Su soğutmalı reaktörlerde su sirkülasyonu ile erimeyi önlemek için santrale elektrik sağlanması şarttır, Japonya'da gördüğümüz gibi. | TED | في المفاعلات المبردة بالماء، فيجب أن تتوفّر الطاقة لدى المحطة لتحافظ على دوران الماء وتمنع الانصهار كما رأينا في اليابان. |
| Bak, uzaktan kumanda ile sunucuları halledemiyorsak, oraya gidip nükleer erimeyi yerinde engellemenin bir yolunu bulabilirim. | Open Subtitles | اسمعي ،لو لم نستطع إصلاح ... الخوادم عن بعد فلابد من أن هناك ما يمكنني فعله في الموقع لمنع الانصهار |
| Eğer yaparsa, engellemek yerine, erimeyi daha da hızlandıracak. | Open Subtitles | لو أخطأ، فسيسرع الانصهار |
| Lütfen yüceliğini göster ve kutuplardaki erimeyi durdur. Amin. | Open Subtitles | رجاءا استخدم قدرتك على وقف ذوبان الجليد من اجل هؤلاء الاشخاص |
| erimeyi beklemesi gerekti. | Open Subtitles | كان عليه أن ينتظر ذوبان الجليد |